En basit haliyle, belirsiz, öngörülemeyen ve riskli bir çalışma şekli olarak tanımlanabilecek güvencesiz çalışma, gazetecilik sektöründe her geçen yıl yaygınlaşıyor. Küresel trendlere ve dijitalleşmeye bağlı olarak, Türkiye’deki gazetecilik sektöründe de güvencesiz çalışma koşulları giderek derinleşiyor. Sektörde siyasi ve ekonomik nedenlerle artan işsizlik, dijitalleşmeyle birlikte hız kazanırken bu durum, serbest çalışan gazeteci sayısında bir artış meydana getirmekte. Profesyonel haber odalarına ek olarak, yarı profesyonel veya amatör çalışan ve Türkiye kamuoyuna seslenen fakat Türkiye dışında faaliyet gösteren dijital haber merkezleri de genellikle güvencesiz emek paterninde rol oynamakta. Bu koşullar dijital haber odaları için içerik üreten serbest gazetecilerin dijital güvenliğine odaklanmayı değerli kılıyor. Bu çalışma, yurtdışındaki haber odalarına telifli içerik üreten serbest gazeteciler, yurtdışında faaliyet gösteren haber odalarının editörleri ve dijital güvenlik eğitmenleri ile yapılan derinlemesine görüşmelerden yola çıkarak, Türkiye’deki haber üretim süreçlerinin dijitalleşmesinin ve güvencesiz çalışma ilişkilerinin neden olduğu güvensizliğin çerçevesini çizmeyi amaçlıyor.
Bu çalışmada, haber merkezlerinde güvencesiz işgücü ve bilgi güvenliği ile ilgili çalışmalardan yararlanılmış ve dijital güvenlik ve güvencesizlik arasındaki ilişki, serbest gazeteciler gibi niş bir örneklem üzerinden ele alınmıştır. Yedi serbest gazeteci, iki haber odası editörü ve beş dijital güvenlik eğitmeniyle yapılan derinlemesine görüşmelerden yola çıkarak, haber üretim süreçlerindeki dijitalleşmenin ve güvencesiz çalışma ilişkilerinin neden olduğu “güvensizliğin” çerçevesinin çizilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem olarak yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmelere dayalı keşifsel bir yaklaşımı benimseyen bu araştırmanın öne çıkan bulguları şu şekilde:
- Serbest gazetecilerin “kendilerini güvensiz hissettiren” güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle birçok dijital güvenlik kaygısı olmasına rağmen, dijital güvenlik konusundaki farkındalıkları kendilerini korumaları için yeterli değil.
- Serbest gazeteciler haber yaparken çoğunlukla kendilerini risk altında hissediyorlar.
- Serbest gazeteciler Türkiye’deki yasal çerçeve nedeniyle finansal mahremiyet ve dijital güvenlik konusunda çaresiz hissediyorlar ve bunu etik bir meseleden ziyade pratik bir mesele olarak görüyorlar.
- Serbest gazetecilerin güvenliksiz hissettiği durumlarda anonim kalma ve takma isim kullanma konusunda ortak bir görüşü yok.
- Şifreli yazılım kullanan gazeteciler, sadece hassas belgeler üzerinde çalışırken bu yazılımlardan faydalanıyorlar. Dolayısıyla dijital güvenliği daha çok hassas konular üzerinde çalışırken önemsiyorlar.
- Serbest gazeteciler arasında hangi uygulamanın veya aracın güvenli olup olmadığı konusunda ortak bir anlayış yok; güvenli olduklarını varsayarak çeşitli araçlar kullanıyorlar fakat bu uygulamaların veya hizmetlerin nasıl tamamen güvenli bir şekilde kullanılacağı hakkında derin bir kavrayışa sahip değiller.
- Serbest gazeteciler aldıkları dijital güvenlik eğitimlerinin Batılı uygulamalar ve eğitim materyalleri tarafından şekillendirildiğine ve eğitimlerin Türkiye’nin kısıtlı medya ortamı ve yasal çerçevesinin yarattığı farklı ihtiyaçlar dikkate alınarak yeterince yerelleştirilmediğine inanıyorlar.
- Serbest gazetecilerin çoğu, polis müdahalesinin her an, her yerde mümkün olması nedeniyle şifreli güvenlik önlemlerinin kendileri için tehdit oluşturacağını düşünüyor.
- Haber odası editörleri/yöneticileri, dijital güvenlik konusunda inisiyatifi çoğunlukla gazetecilere bırakıyorlar. Çeşitli eğitimlerin verildiği söylense de muhabirler işverenlerle aynı fikirde değil.
- Editörler dijital güvenliğin öneminin farkındalar ancak risklerle etkili bir şekilde baş etme yöntemleri yeterli görünmüyor.
- Gazeteciler dijital güvenlik eğitimlerine yeterli ilgi göstermiyor, gösterse de bildiklerini uygulamak konusunda çekinceleri var.
- Dijital güvenlik eğitmenleri de çeşitli güvenlik tehditleri hissediyorlar ve bu yüzden ya halka açık eğitim vermekten imtina ediyor ya da eğitimlerde otosansür uyguluyorlar.
- Hem eğitmenlerin hem de gazetecilerin eğitimlerle ilgili ifadeleri, eğitim içeriklerinin ve yöntemlerinin katılımcılardan alınan geri bildirimlerle geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Raporun tamamı için tıklayın