Pazar, Haziran 8, 2025
TUREB Akademi Eğitimleri
Ana Sayfa Blog Sayfa 294

“Etkiye Dair” İsimli Podcast Serisi Yayında

Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu’nun Ev Sahipliği Yaptığı

“Etkiye Dair” İsimli Podcast Serisi Yayında

Sosyal etki yaratmak ve var olan etkilerini artırmak isteyen farklı podcast üreticileri, Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu’nun ev sahipliği yaptığı “Etkiye Dair” isimli podcast serisinde bir araya geliyorlar!

“Etkiye Dair” podcast serisi, KUSIF’in de ortaklarından biri olduğu ve Avrupa Birliği Erasmus+ Programı tarafından ortak finanse edilen ”Podcasting-Based Social Impact Learning Environment” projesi kapsamında hayata geçiriliyor. Etkiye Dair’de sosyal etki temasında ortaklaşan bölümler hem profesyonel hem amatör podcast üreticileri tarafından kaydedilip paylaşılıyor.

 

Farklı sosyal girişimlerin sosyal etki konusuyla ilgili yolculuklarını paylaştığı, Koç Üniversitesi öğrencilerinin sosyal etkiyi kavramsal olarak ele aldıkları, sosyal etki ölçümü ve yönetimi uzmanlarının deneyimlerini ve önerilerini paylaştığı bölümler Spotify Etkiye Dair hesabında yayında. Yakında, KUSIF ekibinin moderasyonuyla İngilizce olarak kaydedilen üniversitelerde etki odaklı eğitim yaklaşımının detaylıca konuşulduğu bölümlere de Etkiye Dair hesabından ulaşılabilecek. Bu bölümlerde, üniversitelerdeki etki odaklı eğitim yaklaşımı hem KUSIF ekibi tarafından yürütülen derslerdeki deneyimler odağında hem de Koç Üniversitesi’nin farklı bölümlerden öğretim üyelerinin konuya bakış açıları ve deneyimleri çerçevesinde ele alınacak. Ayrıca ilerleyen günlerde, sosyal girişimcilik ekosisteminin önemli aktörlerinin konuk olacağı yeni bölümleri de Etkiye Dair’den dinleyebilirsiniz.

Bu hesapta yayınlanan podcastler, Stories For Impact liderliğinde Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu (KUSIF), Geri Norai LT ve Social Entrepreneurship Association of Latvia ortaklığında yürütülen ve Avrupa Birliği Erasmus+ Programı tarafından ortak finanse edilen “Podcasting-Based Social Impact Learning Environment” projesi kapsamında hazırlanmaktadır. Proje kapsamında Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi, Sevgi Gönül Kültür Merkezi ve Koç Üniversitesi Cinsiyet Eşitliği Ofisi ile iş birliği yapılmaktadır.


Düzenli olarak yeni bölümlerin eklendiği “Etkiye Dair” podcast hesabını
buradan takibe alabilir ve bölümlere ulaşabilirsiniz.

Keyifli dinlemeler!

 

Depremlerden Altı Ay Sonra: Türkiye’de UNDP’nin Erken Toparlanma Girişimleri

UNDP, belediyeler, devlet kurumları ve yerel ortaklar aracılığıyla hizmetler, barınak, beceri eğitimi, küçük işletme hibelerini içeren hayati desteği ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırıyor.

Gaziantep, 10 Ağustos 2023 – 6 Şubat 2023 günü Türkiye’nin güneyinde 11 ilde 110.000 km2 büyüklüğünde bir bölgeyi etkileyen, 50.700’i aşkın insanın ölümüne, 3,3 milyon insanın (bölge nüfusunun yüzde 20’den fazlasının) yerinden olmasına, 313.000 binanın yıkılmasına yol açan yıkıcı depremlerin üzerinden altı ay geçti. 

İki milyondan fazla insan hala depremden etkilenen bölgede çadırlarda ve konteynerlerde yaşıyor ve bunların çoğu temiz içme suyuna, tuvaletlere, duşlara ve diğer temel hizmetlere sınırlı erişimi olan kayıt dışı yerleşim yerlerinde yaşıyor.

Türkiye’nin güney illerinin çağımızın en büyük doğal afetlerinden birinin ardından toparlanmasına yardım etmek amacıyla, UNDP, etkilenen toplumlar için toparlanma yolları sağlamak ve kimseyi geride bırakmamak için çalışıyor. Depremde en ağır yıkıma uğrayan Türk illerinde devlet kurumları, belediyeler ve yerel STK’lara gerekli desteği sağlayan UNDP, kırılgan gruplar için sosyal hizmetlerin yeniden başlatılmasına, yerlerinden olan ailelerin geçici “konteyner kentler”deki yaşam koşullarının iyileştirilmesine, küçük işletmelerin yerel topluluklarda ekonomik yaşamı yeniden başlatmasına yönelik hibelerin sağlanmasına, geçim kaynaklarını yitiren insanlara beceri eğitimi ve işe yerleştirme sağlanmasına, tehlike altındaki kültürel miras eserlerinin korunmasına yardım ediyor. 

UNDP’nin başlıca erken toparlanma girişimlerine ilişkin önemli noktalar:

  • Kırılgan gruplar için bakım hizmetleri
  • Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi aracılığıyla, Adana ve Diyarbakır’da 353 sosyal çalışmacıya çevrim içi ve diğer profesyonellere yüz yüze oturumlarda psiko-sosyal destek verildi.
  • Deprem bölgesinde yaşlılara ve engelliklere sosyal hizmetlerin sağlanması için beş mobil bakım aracı ve beş geçici bakım merkezi donatıldı.
  • Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) tarafından, deprem bölgesinde oluşturulan 28 merkezden biri olmak üzere, kadınlar ve çocuklar için rehberlik ve sevk hizmetleri sağlamak üzere Hatay’da “mor yerleşke” kuruldu.
  • Atık yönetimi, atıksu ve içme suyu sistemleri
  • En ağır yıkıma uğrayan belediyelere halk sağlığına ilişkin hayati malzemeler ve sönmemiş kireç, dezenfektan, kürek ve kişisel koruyucu ekipman sağlandı.
  • Depremden etkilenen belediyelere üç yol süpürme aracı, üç çöp kamyonu, 660 galvanize çöp bidonu içeren atık yönetim ekipmanı teslim edildi.
  • Konteyner yerleşim birimlerinde kullanılmak üzere, Malatya Belediyesi’ne küçük itfaiye aracı tedarik edildi.
  • 1.500 yerinden olmuş insanı barındıran Hatay Expo alanında, İhtiyaç Haritası adlı STK tarafından kurulan konteyner yerleşim birimine çevre dostu atık ve atıksu altyapısı ile ters-ozmoz içme suyu sisteminin yanı sıra 80 çamaşır yıkama makinesi, 80 kurutma makinesi ve 283 iklimlendirme cihazı kuruldu.
  • Hatay’dakayıtlı ve kayıtdışı geçici yerleşimlerde kullanılmak üzere 250 mobil tuvalet ve banyo ünitesi (50’si engelliler tarafından kullanılabilecek biçimde uyarlanmış) sağlandı.
  • Daha büyük çaplı çevre dostu enkaz yönetim programının parçası olarak Hatay ve Kahramanmaraş’ta deprem enkazı için iki pilot geri dönüşüm merkezi için hazırlıklar başlatıldı.
  • Geçim kaynakları ve küçük işletmelerin canlandırılması
  • Depremden en çok etkilenen dört ilde çalışmalarını yeniden başlatabilmeleri için Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) saha personeline geçici barınma sağlayacak 17 adet koğuş tipi konteyner teslim edildi.
  • Kahramanmaraş ilinde kadınların yönettiği, depremlerde tahrip olan veya hasar gören 257 işletmeye toplam 550.000 ABD Doları tutarında “toparlanma hibesi” dağıtıldı.
  • 1 Kasım 2023 tarihine kadar 2.600 küçük işletmeye hibe sağlamak amacıyla, depremden etkilenen 11 ilin tümü için toplam 6 milyon ABD Doları tutarında küçük işletmeler “toparlanma hibesi” programı başlatıldı.
  • 200’ü deprem bölgesinden ayrılan, 600’ü deprem bölgesinde kalan, toplam 800 depremzede için Ankara ve Konya’da mesleki eğitim düzenlendi.
  • Önde gelen Türk tekstil ihracatçıları birlikleriyle ortaklık halinde, tekstil sektöründe emek-yoğun alt sektörlerde 2,5 milyon ABD Doları değerinde mesleki eğitim girişimi başlatıldı.
  • Tehlike altındaki kültürel mirasın korunması
  • Tehlike altındaki koleksiyonlar için geçici koruma sağlamak üzere başlıca müzelere konteynerler sağlandı.
  • Hasarlı kültürel miras varlıklarının envanterinin çıkarılmasına yardım etmek amacıyla kameralar ve dronlar sağlandı.
  • Kültürel çeşitliliği vurgulayan uluslararası kitle fonlaması kampanyası hazırlandı.

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton “UNDP, depremden etkilenen toplulukların çok ihtiyaç duyduğu desteği sağlıyor. Ancak ihtiyaçlar sonsuz, kaynaklarımız ise sınırlı. Etkilenen bölgenin sağkalımdan yeniden canlanma aşamasına geçebilmesi için, uluslararası donörlerin cömertlik ve dayanışmayı sürdürmesi gerekiyor” dedi.

UNDP’nin depremden etkilenen illere desteği şimdiden 10 milyon ABD Dolarını aşmış durumda; ayrıca benzer çabalar için 31 milyon ABD Doları daha seferber edildi. Öte yandan, UNDP’nin tahminlerine göre, toparlanma için 548 milyon ABD Dolarına ihtiyaç bulunuyor.

Ayrıntılı bilgi için bu bağlantıda yer alan “Altı Ay Sonrası” başlıklı UNDP yayınına bakınız.

Durum Tespit Raporu: Göç ve Deprem

Bu rapor, Göç Araştırmaları Derneği (GAR) tarafından, deprem sonrası süreçte yaşanan büyük iç göç hareketliliğinin izini sürmek ve mültecilerin yerleştikleri yerlerde yaşadıkları sorunların sistematik bir şekilde raporlanmasına katkı sunmak için yazıldı. Önceki iki raporda deprem bölgesindeki durumu ortaya koymaya çalışmıştık. Bu raporda ise, göçmen hareketliliğinin uzandığı İstanbul’u odağa alarak depremin göçmenler üzerindeki etkilerine dair bütünlüklü bir resim çizmeyi amaçlıyoruz. Bu hareketliliği önemli kılan ve uzun vadede kapsamlı çalışmalara konu olması gereken olgu ise, deprem bölgesindeki Suriyelilerin kısa sayılabilecek bir süre içinde ikincil bir göç deneyimi yaşamış olması. Bu deneyim bağlamında İstanbul’a gelen grupların kimler olduğu, nasıl geldiği, hangi sorunlarla karşılaştıkları ve hangi mekanizmalarla bu sorunları çözmeye çalıştıkları gibi sorulara cevap aramak bu raporun temel çerçevesini oluşturuyor.

Bu amaçla, 6 Şubat 2023 depremini takip eden Nisan ve Mayıs ayları boyunca İstanbul’da 11 STK ve sivil inisiyatifle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirdik. Süreci daha iyi anlamak ve göstermek adına, yaptığımız görüşmelerin, köklü kurumlardan yeni kurulmuş derneklere ve kişisel inisiyatiflere uzanan geniş bir yelpazede olmasına özen gösterdik. Bu sayede hem kamu kurumları düzeyinde sorunların nasıl algılandığı ve ele alındığı üzerine bir fikir sahibi olabildik hem de mültecilerin gündelik hayatlarında bu süreci nasıl deneyimlediğini öğrenebildik. Dahası bu ikisi arasındaki çelişkileri görme fırsatımız oldu.

Yaptığımız görüşmeler ve GAR’ın önceki iki raporunda ortaya çıkan bulgular ışığında, deprem sonrası yaşanan sürecin her aşamasına (yakın illere göçten İstanbul’a olan hareketliliğe kadar) sirayet eden temel sorunları tespit etme şansımız oldu. Temel sorunların koordinasyonsuzluk, belirsizlik ve ayrımcılık etrafında şekillendiğini ve İstanbul’un özgül şartlarının bu sorunlara yeni katmanlar eklediğini söyleyebiliriz. Örnek vermek gerekirse, önceki raporlarda da sivil toplum faaliyetlerini aksattığını söylediğimiz koordinasyonsuzluk sorununun, İstanbul’a has dinamiklerle birleşerek kendini yeniden ürettiğini gördük. Bunun bir sonucu olarak deprem sonrası ülke içi hareketlilikte İstanbul’un beklenenin çok altında bir Suriyeli nüfusa kucak açtığı ortaya çıktı.

Bu çerçevede, süreç içerisinde mültecilerin yaşadığı sorunları ve bu sorunların yarattığı genel durumu ortaya koyarak başlamak istiyoruz. İkinci bölümde ise odağı daraltıp, İstanbul’da barınma, eğitim, sağlık, psiko-sosyal destek ve geçim gibi sorunların nasıl yaşandığını ve bu sorunların hangi mekanizmalar ile aşıldığını ele alacağız. Aşağıda da ayrıntılarıyla ortaya konacağı gibi, İstanbul’a hareketliliği kısıtlayan iki temel engel var: bunlardan ilki, kamu otoritesinin kurumsal ve enformel yollarla İstanbul’u mülteciler için caydırıcı kılmaya çalışması, diğeri ise kentteki kira krizi ve hayat pahalılığı. Bu engelleri aşabilen grupların ise İstanbul’da aile/eş/dost desteğine erişimi olanlar olduğunu ancak bu desteğin de oldukça kırılgan ve kısa ömürlü olabildiğini, bu yüzden İstanbul’a gelen çoğu Suriyelinin bir kaç ay içinde deprem bölgesine geri dönme eğiliminde olduğunu tespit ettik.

Rapora ulaşmak için tıklayın

Feminist Bellek Podcast Kanalı Açıldı

Feminizmin güncel temalarını ele alan Feminist Bellek Podcast serisi başladı. Feminist Bellek’in hazırladığı serinin ilk konuğu Deniz Kandiyoti.

“Bu bölümde Demet Bolat, Deniz Kandiyoti ile eril restorasyon kavramı üzerine söyleşiyor. Eril restorasyon kavramı nasıl bir politik dönemeci ifade ediyor? Bu kavramı Türkiye konjektürü ile nasıl okuyabiliriz? Eril restorasyona karşı mücadelede feminist ve LGBTI+ hareketler nasıl bir ağırlık oluşturabilir? Bölüm boyunca bu soruların izini sürüyoruz.”

Bölümlerin tümünü gör

İnanç Özgürlüğü Girişimi 2023 Yılı Raporu Yayımlandı

İnanç Özgürlüğü Girişimi 2023 yılı raporu yayımlandı

İnanç Özgürlüğü Girişimi’nin “Türkiye’de Din, İnanç veya İnançsızlık Temelli Nefret Suçları 2022” raporu yayımlandı. İnanç topluluklarından gelen bildirimler ve medya izleme sürecinde erişilen verileri temel alan raporda 2022 yılı içinde 36 nefret suçu ve olayı tespit edildi. Rapor, nefret suçlarının önlenmesine ve nefret suçlarıyla ilgili cezasızlığın önüne geçmeye katkı sunmayı amaçlıyor.

Nefret suçları toplumsal barışın önünde ciddi bir engel

Funda Tekin tarafından kaleme alınan rapor, din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçlarının, diğer nefret suçları gibi, Türkiye’de önemli bir sorun olmaya devam ettiğine dikkat çekiyor. Türkiye’deki yasal mevzuat ve uygulamanın bu suçlara karşı oldukça etkisiz olduğu vurgulanan raporda nefret suçlarının toplumsal barışın önünde ciddi bir engel olduğunun da altı çiziliyor.

Bu suçlarla mücadelenin bütünlüklü bir şekilde geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu kaydedilen raporda; nefret suçlarının kamu yetkilileri ve sivil toplum tarafından izlenip raporlanması, etkili bir şekilde soruşturulması, zarara ilişkin tazmin, mağdurların desteklenmesine yönelik bütünsel bir yaklaşım ve çok paydaşlı çalışmalar temel ihtiyaçlar olarak tespit ediliyor.

Aleviler ve Hristiyanlar ilk sırada

İzleme çalışması kapsamında, Ocak – Aralık 2022 aralığında din, inanç veya inançsızlıkla bağlantılı 36 nefret suçu veya olayı bilgisine ulaşıldı.

2022 yılında, “hedef alınan gruba göre” ulaşılan nefret suçu/olayı bilgisi şöyle:

  • Aleviler 15,
  • Hristiyanlar 15,
  • Yahudiler 4,
  • Ezidiler 1,
  • Müslümanlar 1.

Hristiyanların maruz kaldığı nefret suçlarının bir kısmında Ermeniler, Süryaniler, Yunanlar gibi etnik kimlikler hedef alındı

Raporda, dünya genelinde, nefret suçlarının yaşanandan az ihbar edildiği ve raporlandığı düşünüldüğünde bu sayıların olayların gerçek boyutunu yansıtmadığı belirtiliyor. Nefret suçlarının raporlanması veya ihbar edilmesi önündeki temel engeller ise şöyle sıralandı:

  • Mağdurların önyargı saikli eylemleri kanıksamış olması ve ihbar veya rapor etme eşiklerinin yüksek olması;
  • kişilerin dışlanma riskini düşünerek ihbar etmekten kaçınmaları;
  • mağdurların iddialarının ciddiye alınmayacağına veya ihbarda bulunduklarında, polis memurları tarafından da dahil olmak üzere, daha büyük mağduriyete uğrayacaklarına dair endişeleri.

Etkili hukuki süreçler yürütülmüyor

Raporda, yaşanan ve özel bir hassasiyetle ele alınması gereken nefret suçu veya olaylarının çoğunda nefret suçu boyutunun irdelendiği etkili bir hukuki süreç yürütülmediği ve cezasızlıkla mücadele için adımların atılmadığı tespitine de yer verildi.

Geçmiş yılların izleme verileriyle birlikte değerlendirme yapılan raporda; mezarlık, ibadet yeri, ev veya okul gibi din veya inanç topluluklarıyla ilişkili mekanlara yönelik saldırıların en sık karşılaşılan olaylar olduğu belirtiliyor. Alevilerle ilişkili mekanların işaretlenmesinin yaygın örüntülerden biri olduğu ve süreklileşen bu suçlara karşı etkili bir uygulamanın olmadığı aktarıldı.

İlerleme planı hayata geçirilmedi

Nisan 2021 tarihli İnsan Hakları Eylem Planı’nın önemli bir ilerleme adımı içerdiğine dikkat çekilen raporda, aradan iki yıl geçmesine rağmen bu hedeflerin yerine getirilmediği ve Türkiye’de hala nefret suçu mevzuatının yetersiz olduğu belirtildi. Yetkililerin ivedilikle kapsamlı bir mevzuat düzenlemesi ve cezasızlık politikalarıyla mücadele için harekete geçmesi çağrısı da yapıldı.

Öneriler

Raporda ayrıca şu önerilere yer verildi:

  • Kamu yetkilileri; tüm nefret suçlarını engellemek ve bunlarla mücadele etmek amacıyla nefret suçlarına ilişkin mevzuat düzenlenmesini, nefret suçlarının ayrıştırılmış bir şekilde kayıt altına alınmasını, etkin bir şekilde soruşturulmasını, kovuşturulmasını ve uygun bir yaptırım uygulanmasını sağlamalı. Ayrıca, mağdurların desteklenmesi için ihtiyaçlarına yönelik çok boyutlu tedbirler almalı.
  • Sivil toplum; nefret suçlarıyla ilgili doğru bilgileri yaygınlaştırmak ve nefret suçlarına dair farkındalığı artırmak için medyayla daha iyi ilişkiler kurabilir, politikalar, savunuculuk stratejileri ve nefret suçuyla mücadelede değişim yaratacak araçlar geliştirmek için farklı gruplarla iş birliği yapabilir, nefret suçlarına dair farkındalığı artırmak için faaliyetler yürütebilir, mağdurlara doğrudan destek sunabilir ve nefret suçlarını izleyip raporlayabilir.
  • Din veya inanç toplulukları; kendi toplulukları için farkındalık yükseltme çalışmaları yürütebilir, nefret suçlarıyla ilgili ihbarda bulunarak, kendi veri tabanlarını oluşturarak ve verileri paylaşarak nefret suçlarının görünürlüğünü artırmaya katkıda bulunabilir; mağdurlara pratik destek sunabilir ve bilgi paylaşabilir ve nefret suçlarıyla ilgili çalışma yapan kuruluşlarla iş birliği yapabilir.
İnanç Özgürlüğü Girişimi, 2011 yılından beri Türkiye’de herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün korunması için çalışmalar yürütüyor. Projenin temel etkinlikleri arasında izleme, belgeleme, raporlama, çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve savunuculuk yer alıyor. Ayrıca, din veya inanç temelli nefret suçlarıyla ilgili izleme, raporlama, kapasite geliştirme ve farkındalık yükseltme çalışmaları yürütüyor.

 

Ücretsiz İleri Düzey Mesleki Eğitimler Katılımcı Çağrısı

İleri Düzey Mesleki Eğitimler; Ankara ilinde Bilge Adam Akademi tarafından sağlanacaktır. Katılımcılara eğitim sonunda sertifika düzenlencektir.

Eğitimlere katılacakların sahip olacakları avantajlar, 

– Eğitimleri tamamlayan adayların iş bulma sürecine destek

– Mesleki eğitimlere katılanların iş kazası/meslek hastalığı sigorta primlerinin ödenmesi

– Şehirler arası ve şehir içi ulaşım ile yemek masraflarının karşılanması

– Kursları bitiren katılımcılara alanlarında katılım sertifikası verilecektir.

– Katılımcıların konaklama giderleri proje kapsamında karşılanacaktır.

Önemli Uyarı 1: Eğitimler sadece TRB1 illerinde (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) ikamet eden adayların başvurusuna açıktır. Ancak bu illerde ikamet edip 6 Şubat depremleri nedeni ile deprem sonrası ikamet değiştiren adaylar ikametlerini belgelendirmek suretiyle başvuruda bulunabilirler.

Önemli Uyarı 2: Başvurular, web sitesi üzerinden yapılacaktır. Başvurularda kontenjan sınırı bulunmaktadır. Her eğitim için kontenjan dolduğunda yeni başvuru alınmayacaktır.

Her bir eğitim programı için yeterli uygun başvuru sayısına ulaşılamaması durumunda ilgili programı açılmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayın

Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Bütçeleme Temel Eğitimi

Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Bütçeleme nedir?

5 modülden oluşan “Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Bütçeleme Temel Eğitimi” şimdi online platformda!

Kayıt olmak için tıklayın

Üreten Şehirler E-İhracat Danışmanlık Tematik Teknik Destek Programı Başvuruları Devam Ediyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda bölgesel gelişmeyi destekleyici, tematik olacak biçimde Üreten Şehirler E-İhracat Danışmanlık Programı tasarlanmıştır. Türkiye’den 13 il program kapsamına alınmış olup TR22 Güney Marmara Bölgesi illerinden Balıkesir kapsama dâhil edilmiştir.

Sanayinin ülke genelinde dengeli gelişimi ve büyüme odaklarının uluslararası alanda rekabetçi bir üretim yapısına kavuşması için;

  • İşletmelerin küresel üretim sistemlerine entegrasyonunun güçlendirilmesi,
  • Şehirlerin uluslararası erişilebilirliğinin ve kentsel yaşam kalitesinin yükseltilmesi,
  • Sanayi, teknoloji ve yenilik altyapıları ile beşerî sermaye ve kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi programın hedefleri olarak belirlenmiştir.

Güney Marmara Kalkınma Ajansı 2022 Yılı Üreten Şehirler Tematik Teknik Destek Programı – E- İhracat Danışmanlık Programı

Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Üreten Şehirler Programında yer alan Tematik Teknik Destek Programı kapsamında E-İhracat Danışmanlık Programı ilan etmiştir.

Programın Amacı

Program kapsamında, Balıkesir ilinde gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ve kooperatiflerin ihracat kapasitelerinin artırılması amacıyla, e–ihracat konusunda teknik destek sağlanması amaçlanmaktadır.

Programın Öncelikleri

Balıkesir ilinde faaliyet gösteren; raf ömrü en az altı ay olan gıda ürünleri (zeytin-zeytinyağı, süt ürünleri, kurutulmuş gıda, konserve gıda, reçel, bal, paketli gıda ürünleri vb.) üreten işletmelerin ve kooperatiflerin e-ihracata başlamasının sağlanması programın önceliğidir.

Program Bütçesi

Program kapsamında desteklenecek projeler için tahsis edilen toplam kaynak tutarı 4.000.000 TL’dir. Tematik teknik destek programında yararlanıcıya herhangi bir doğrudan mali destek verilmez.

Kimler Başvurabilir?

Balıkesir ilinde faaliyet gösteren, ürünlerinin satışını internet üzerinden gerçekleştirmek isteyen ve e-ihracata başlamayı hedefleyen raf ömrü en az altı ay olan gıda ürünleri (zeytin-zeytinyağı, süt ürünleri, kurutulmuş gıda, konserve gıda, reçel, bal, paketli gıda ürünleri vb.) üreten işletmeler ve kooperatifler programa başvuru yapabileceklerdir.

Başvuru Dönemleri

Program için 5 farklı dönemde başvurular alınacak olup başvuru tarihleri her dönem için aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

Dönem Kalkınma Ajansları Yönetim Sistemine (KAYS) Son Başvuru Tarihi Islak İmzalı ve Mühürlü Taahhütnamenin Ajansa Son Teslim Tarihi
SHaziran-Temmuz (2023) 31 Temmuz 2023 Pazartesi

Saat 23:59

7 Ağustos 2023 Pazartesi

Saat 17:00

Ağustos-Eylül

(2023)

30 Eylül 2023 Cuma

Saat 23:59

7 Ekim 2023 Cuma

Saat 17:00

Ekim-Kasım

(2023)

30 Kasım 2023 Perşembe

Saat 23:59

7 Aralık 2023 Perşembe

Saat 17:00

Aralık (2023)

Ocak (2024)

31 Ocak 2024 Çarşamba

Saat 23:59

7 Şubat 2024 Çarşamba

Saat 17:00

Şubat (2024)

Mart (2024)

29 Mart 2024 Cuma

Saat 23:59

5 Nisan 2024 Cuma

Saat 17:00

Program kapsamında her türlü sorunuzu [email protected] eposta adresine gönderebilirsiniz.

PROGRAM DETAYI

Temel Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Bilgi Kitapçıkları Yayında

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Depremden Etkilenen Gençlere Yönelik Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Konusunda Temel Bilgi Kitapçıklarını Yayımladı

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye (UNFPA Türkiye) Ofisi finansal desteği ile hazırlanan ve kapsamlı cinsellik eğitimi konularını kapsayan 10 temel bilgi kitapçığı hem dijital hem de basılı materyal olarak gençlerin cinsel sağlık konusunda bilgiye erişimini desteklemeyi amaçlamaktadır.

Kitapçıklar, cinsel sağlık ve üreme sağlığı, istenmeyen gebeliği önleyici yöntemler, regl döngüsü, cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar, beden, onay ve güvenli ilişkileri merkezine alan, bilimsel bilgiler doğrultusunda ve yaşa uygun bir şekilde tasarlanmıştır. Gençlerin bilinçli ve özgür bir şekilde karar verme süreçlerini, cinsel sağlıklarını ve esenliklerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Peki bu kitapçıklarda neler var?

1. İlk Cinselliğe Hazır mıyım?

Bu kitapçık gençleri, ilk cinsellik konusunda bilgilendirmeyi ve ilk cinsellik öncesi dikkat edilebilecek noktaları kapsamaktadır.  Ek olarak, gençlerin fiziksel ve duygusal olarak nasıl hazır hissedebileceklerine yönelik bilgileri kapsamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

2. Cinsel Yolla Aktarılan Enfeksiyonlar (CYAE)

Bu kitapçık, en yaygın CYAE’ler konusunda bilgilendirme, test, tanı ve tedaviye yönelik bilgileri kapsamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

3. HIV’i ne kadar biliyoruz?

Bu kitapçık, güncel bilgiler doğrultusunda HIV’i ele almakta, test, tanı ve tedavi konusunda detaylı bilgi sağlamaktadır;

Daha fazlası için tıklayın.

4. Gebelik Nasıl Oluşur?

Gebeliğin oluşum adımlarını anlatan bu kitapçık, gebelik belirtileri, gebelik testi ve gebelik sonrası süreçler konusunda bilgi sağlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

5. Gebeliği Önleyici Yöntemler Nelerdir?

Bu kitapçık istenmeyen ve/veya riskli gebeliğin ne olduğunu, kişiler üzerinden psikolojik ve fiziksel etkilerini anlatmaktadır. Bununla beraber, istenmeyen ve/veya riskli gebelikleri önleyici hangi yöntemlerin olduğunu ve güvenli düşük hakkında bilgiler sağlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

6. Güvenli Cinselliğin Adımları Nelerdir?

Bu kitapçık, cinselliğin ne olduğunu ve güvenli cinselliğin adımlarını anlatmakta, bu bağlamda cinsellikle onay ve güvenli iletişime dair bilgiler sağlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

7. Regl ve Regl Döngüsü

Regl konusunda önemli özet bilgileri sağlamayı amaçlayan bu kitapçık, regl ve regl döngüsü hakkında gençlere yönelik bir çerçeve sunmaktadır. Regl konusunda bilgi yetersizliği, reglin kötü, kirli, utanılacak, saklanacak bir durum olarak algılanması, aktarılan yanlış ve korkutucu bilgilerin reglin sağlıklı bir şekilde deneyimlenmesine engel olabilmektedir. Bu nedenle regl konusunda güvenilir bilgiye erişim oldukça önemlidir.

Daha fazlası için tıklayın.

8. İlişkilerimizi Nasıl Güvenli Bir Şekilde İnşa Ederiz?

Bu kitapçık, ilişkilerin biçiminden bağımsız kişilerarası iletişimin güvenli bir şekilde; ayrımcılıktan uzak, düşmanca tutum veya söylemlerin olmadığı, şiddetten arınmış, eşitlikçi; kişilerin fiziksel, duygusal ve entelektüel olarak güvende hissettiği bir şekilde deneyimlenmesine aracılık etmeyi amaçlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

9. Bedeni Tanımak

Bedenler çeşitlidir! Bedeni tanımak; fiziksel, psikolojik ve cinsel değişimleri anlamak kişilerin kendilerini daha güvende hissedecekleri bir alan oluşturmaktadır. Bu kitapçık, beden değişim aşamalarına, cinsel organlara ve üreme organlarına dair özet bilgiler sağlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

10. Korunmasız Cinsel İlişki Sonrası Ne Yapmalıyım?

Bu kitapçık, herhangi bir korunma yönteminin kullanılmadığı cinsellik sonrasında olası cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar ve gebelik konusunda alınabilecek önlemleri veya atılacak adımlara yönelik temel bilgileri sağlamaktadır.

Daha fazlası için tıklayın.

Bu kitapçıklar, Bizimaramizda.org web sitesinde yer alan bilgi oturumlarının özet ve temel bilgilerini yansıtmaktadır. İlgili konularda daha fazla bilgi için Bizimaramizda.org web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Kadınların Adalete Erişimi Dijital Eğitim Platformu Açıldı

Kadınların Adalet ve İnsan Hakları Mekanizmalarına Erişimi projesi kapsamında Uçan Süpürge Vakfı’nın geliştirdiği portal açıldı.

Portala erişim için tıklayın

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan projesi, AB tarafından finanse ediliyor.