Çarşamba, Nisan 30, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 351

AB-ilan.com Üniversite Söyleşileri ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ndeydi!

0

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Yönetici Topluluğu – İŞKUR işbirliği ile 11. Kariyer Günleri kapsamında AB-ilan.com ve AB Proje Yönetim Akademisi ‘AB Projelerinde Kariyer Fırsatları’ başlıklı söyleşi ile 28 Nisan 2013 tarihinde Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biga İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Entelektüel Etkinlik Merkezi’ndeydi!

AB-ilan.com tarafından gerçekleştirilen ‘AB Projelerinde Kariyer Fırsatları’ başlıklı söyleşi kapsamında Avrupa Birliği Mali Yardımları, AB Programları, Gençlik Projeleri kapsamında Avrupa Gönüllü Hizmeti, Projelerde kariyer imkanları gibi temel konulara değinildi. Söyleşiye katılan öğrencilere Avrupa Birliği’nin sunduğu proje ve kariyer imkanları , özgeçmiş hazırlama, mülakatlarda dikkat edilmesi gereken noktalar, ön yazının başvuru sürecindeki önemi anlatıldı.

 

AB-ilan.com, Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeydi!

0

AB-ilan.com, Avrupa İşbirliği Ağı Derneği (AİAD) ve AB Akademi tarafından düzenlenen üniversite öğrencilerine yönelik  “Avrupa Birliği Projeleri’nde Kariyer Fırsatları” söyleşi toplantıları 2013-2014 Eğitim Döneminde Dokuz Eylül Üniversitesi ile başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Kulübü işbirliği ile organize edilen söyleşi 5 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirildi.

DEU İİBF Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ‘AB Projelerinde Kariyer Fırsatları’ başlıklı söyleşi kapsamında Avrupa Birliği Mali Yardımları, AB Programları, Gençlik Projeleri kapsamında Avrupa Gönüllü Hizmeti, Projelerde kariyer imkanları gibi temel konulara değinildi. Söyleşiye katılan öğrencilere Avrupa Birliği’nin sunduğu proje ve kariyer imkanları , özgeçmiş hazırlama, mülakatlarda dikkat edilmesi gereken noktalar, ön yazının başvuru sürecindeki önemi anlatıldı.

 

Başarı Hikayeleri: ‘Koskoca Avrupa Komisyonu Beni Ne Yapsın?’

Zeynep Gökçe İtalya’da yaptığı Avrupa Gönüllü Hizmeti sonrası ab-ilan.com aracılığı ile başvurduğu Avrupa Komisyonu İnsani Yardım Bölümü’nde yaptığı ücretli staj deneyimlerini anlatıyor.

Her satırını okuduğum AB-ilan.com’da , “başarı hikayenizi yazın paylaşalım” ilanını görünce çok sevindim zaten çoktandır bunu yapmayı düşünüyordum, bir vesile olmuş oldu.

Ben AB-ilan.com’u sanırım 2010 yılı civarında keşfettim. AGH’den yeni dönmüştüm. İtalya sersemliği üzerimde, bir yandan yüksek lisans eğitimime devam ederken, bir yandan nasıl yaparız da tekrar kapağı Avrupa’ya atarız derdinde, AB-ilan.com’a bakıp duruyordum. Bu sırada tabiri caizsse ne bulduysam başvurdum. Bazı yerlere mülakata gittim, bazı yerlerden red aldım, bazı yerlerden cevap bile almadım ama inanın hiç yılmadım.

Ne zaman umutsuzluğa kapılsam, hiçbir zaman hayalimdeki gibi bir iş bulamaycağım gibi her gencin geçtiği yollardan geçip bu klasik kaygıların içine düşsem, sabah ab-ilan.com u bir heyecanla açtım. Burslara baktım, projelere baktım, iş ilanlarına baktım. Hiç bir seye bulamıyorsam son haberlere falan bakıp çıktım.

İşte yine böyle günlerden birinde, büyük bir bunalım içerisinde tezimi yazmaya çalışırken Avrupa Komisyonu’nda ücretli staj ilanını gördüm. Ben de ab-ilan.com’daki duyurulara bakan bir çok Türk genci gibi ilk önce, “amaan beni mi alcacaklar?”dedim içimden. Sonra şartları okudum, şartlara uygundum. Fakat bir sürü AB vatandaşı başvuracaktı, benim ne kadar şansım olurdu? Ben tüm bunları düşüne dururken son gün olan 1 eylül adım adım yaklaştı. Eh ben de yine burada ilanları takip eden gençlerin büyük çoğunluğu gibi herşeyi son ana bırakmadan duramam. Neyse evraklarımı hazırladım, motivasyon mektuplarımı yazdım, referanslarımı toparladım 31 Ağustos günü saat 16 sularında postaneye yetiştim ve herşeyimi gönderdim. Tabi ki aklımdan geçen şuydu: “Koskoca Avrupa Komisyonu beni ne yapsın?”. Derken yine her sabah (artık sabah akşam olmak suretiyle iki sefere çıktığı da oluyordu) ab-ilan’a bakılan, arkadaşlarımıza “hemen başvur” temalı linkler atılan iki ay daha geçti ve bu bana koskokca gelen Komisyon beni aradı. Önce telefonda bir mülakat, ardından internet üzerinden bir mülakat, bir kaç ay darken, evet sonunda 1 Mart-1 Ağustos Dönemi için Avrupa Komisyonu İnsani Yardım bölümünde staj yapacağım resmi olarak açıklandı. Ücreti bir hayli yeterliydi, şartlar şahane gözüküyordu. Ocak ayında aldığım haberin ardından 1 Mart’ta AB’nin başkenti Brüksel’deydim.

Brüksel’de yaşadğım deneyimin farklılığı, çok yönlülüğü gerçekten de yazmakla bitmez, buraya da sığmaz. Ancak şunu söyleyebilirim ki Türkiye’de iken ulaşılamaz bir rüya gibi gözüken AB kurumlarından birinde çalışabilmek, nasıl işlediğini görmek, orada bir işin ucundan tutmak, bana profesyonel anlamda kazandırdıkları bir yana, inanılmaz bir özgüven kazandırdı. Aslında Avrupalı stajyer arkadaşlarımdan hiç de farklı olmadığımı, aynı işi yapabildiğimi görmek, onları Türk olmam ile şaşırtmak bile benim için çok değerliydi. Ve evet…diyebilirim ki ben bunu AB-ilan.com sayesinde başardım. Aksi takdirde hiçbir şekilde haberim olmayacağı bu uluslararası platforma burada gördüğüm bir ilan beni yönlendirdi. Şu anda Türkiye’ye döndüm ve yine iş arıyorum, tabi ki hergün AB-ilan.com’a bakıyorum, “beni kesinlikle almazlar” dediğim ilanlara da “ya buraya ben fazlayım” dediklerime de, başvurup duruyorum. Eh ne diyeyim ki, çok teşekkür ederim AB-ilan.com. Hem hayatıma renk kattığın için, hem de bana mükemmel bir deneyim yaşattığın için.

Zeynep Gökçe

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Başarı Hikayeleri ‘Duru Civan’ ile Devam Ediyor

Duru Civan AB-ilan.com aracılığı ile başvurduğu AB Bakanlığı’ndaki ve Türk Hava Yolları’ndaki staj dönemini anlatıyor. Civan, yine sitemiz aracılığı ile başvurduğu British Council’ın düzenlediği yarışmada Avrupa seyahatini kazanan şanslı adaylardan birisi oldu.

“Sitenize olan 3 yıllık üyeliğimi düşündüğünde çok güzel deneyimler ve hatıralar edindiğimi gördüm. Şöyle ki, siteniz sayesinde staj olanaklarından haberdar oldum; ilk kez gittiğim Ankara’da AB Bakanlığı’nda böyle bir kanal aracılığyla staj yaptım; bu bence sizin adınıza önemli bir başarı.

THY’deki bir diğer stajdan da sayenizde haberdar oldum. Bu vesile benim için o kadar iyi oldu ki CV’me güzel başlıklar girebildim. Bunun yanında geçen sene British Council’in düzenlediği Hayalimdeki Yolculuk yarışmasından yine sizin sayenizde haberdar olup Coşkun Aral’la birlikte Avrupa seyahatiyle ödüllendirilen kazananlarından biri olma şansını yakaladım.

Sitenizi her güntakip ediyorum; gelen mailleri dikkatlice okuyorum.Üniversitelerde bu tür hizmetler daha yeni yeni var; o yüzden ben okurken arkadaşlarıma hep sitenizi önerdim. İlerleyen periyodlarda başarınızın katlanarak artacağından eminim. Kariyerim için güzel adımlara vesile olduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim.

Başarılarınız için gururlanmakta haklısınız.”

Duru Civan

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için  [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Başarı Hikayeleri: ‘Recep Şehitoğlu’ ile Devam Ediyor

Recep Şehitoğlu: “AB-ilan.com’ da başarı hikayelerini paylaşan arkadaşları görünce ben de naçizane yazmak istedim. Benim başarı öyküm biraz geçmişe dayanmakta aslında ama paylaşmakta fayda görüyorum.”

Haziran 2007’de başladı hikayem. Ben o zamanlar Yurt dışında Uluslararası İlişkiler bölümü okuyan ve 2. sınıf öğrencisi olan biriyim. Yaz tatili için Türkiye’ye dönmüştüm. Daha önceden ABD’de iken birlikte çalıştığım Patronum beni yine bekliyordu ancak ben gezeceğim, tozacağım diye gitmemiştim. Ancak Patronumda iyi bir izlenim bırakmış olmalıyım ki kendisi beni aradı ve madem sen gelmiyorsun ben de sana buradan iş paslayacağım diyordu.

Hayırdır Patron dedim ne iş? Dedi ki ABD’den 3 turist gelecek ve Türkiye’de 2 hafta kadar gelecekler. İstanbul’dan başlayıp Ege kıyı şeridinden Akdenize oradan da tekrar İstanbula dönecekler. Tatil amaçlı orada olacaklar ev Araç kiralayacaklar ancak yanlarında hem Şoför olarak hem de İngilizce-Türkçe konuşarak bir nevi Rehberlik yapacak birine ihtiyaçları olacak. Bu kişi sen olmalısın, seni tavsiye ettim dedi. Ben de öğrenciyim bu işi seve seve yaparım ve yeter ki beraberken benim de masraflarımı karşılasınlar ben hiçbir ücret talep etmem dedim.

Velhasıl, bu turist kafilesi Türkiye’ye geldi. İstanbul Sultanahmet’te bir Otele yerleşti ve ben kendileri ile bir gün sonrasında Otelde buluştum. Sonrasında hayatımın 360 derece değişeceğini hiç düşünmemiştim. Sonuç çok güzel 2 haftalık tatil yapıyoruz. En son gidecekleri zaman bana; “Sen bize çok yardımcı oldun, üstelik ücret bile talep etmedin. Ancak biz sana ödeme yapacağız ve sen bunu kabul edeceksin deyip, çok yüklü bir Ödeme yaptılar. Ardından sana başka nasıl yardımcı olabiliriz diyorlar. Ben ise daha ne yardımcı olacaksınız, bu kadar ödeme yaptınız başka bir şey istemem dedim. İçlerinden en büyükleri Anneleri; Ben ABD Virginia Valiliğine bağlı Ulusal ve Bölgesel faaliyetleri olan bir Komisyonun Direktörüyüm dedi”. Bunu duyar duymaz benim kafamda bir Ampül parlayıverdi:)

-Ben: Dedim ki madem yardımcı olmak istiyorsunuz, ben Uluslararası İlişkiler bölümü okuyan bir öğrenciyim ve 3. sınıf yaz tatilinde yapmam gereken zorunlu bir Staj söz konusu. Bu konuda yardımcı olun lütfen?

– Kadın: Tamam. Seni bir yıl sonra yaz tatilinde bizim Komisyona Burslu Stajyer öğrenci olarak alacağım dedi.

Haziran 2008
Ben ABD Virginia Eyaleti’nde ve bu Kadının Direktörü olduğu Komisyondayım. Aynı zamanda Kadının evinde kalıyorum herhangi bir Ödeme yapmaksızın. Bununla birlikte Stajyer Öğrenciyim diye Komisyon bana aylık 2.000 USD maaş ve altıma araç tahsis etti. Komisyonun Dış İlişkiler Departmanında Planlama Teknisyeni olarak çalışmalara katıldım. 3 ay boyunca bu Komisyondan Uluslararası İlişkiler ve STK, Vakıf, Komisyon gibi kuruluşların nasıl çalıştıklarına şahit oldum ve bu konuda fikir sahibi oldum. Hayal edemeyeceği imkanlarda bir 3 ay geçirdim ve bu Komisyonun bana kazandırdığı bütün imkanlardan faydalandım. İnanılmaz keyifli günler geçiriyor, hem eğitim aldığım bölüm üzerine çalışmalar yapıyordum hem de ABD’de tekrar olmanın bana verdiği hazzı doyasıya yaşıyordum. Bu komisyonda geçirdiğim günleri hala anımsarım ve orada edindiğim dostlarımla hala görüşürüm.

İnanır mısınız, bu dostlarım benim Düğünüm için taa oralardan kalkıp geldiler ve mutlu günümde yanımda oldular.

Hayat bu arkadaşlar nereden ne çıkacağı hiç belli olmaz. Hayata dair umutlarınız olsun. Siz iyi olun, iyi insanlar muhakkak bir yerden çıkıp gelecek ve sizi bulacaklardır. Ben bu stajı nasıl kazanmış oldum biliyor musunuz arkadaşlar?

Bu turist grupla tatildeyken alışveriş yapmak üzere Marmaris’te bir Kilim dükkanına girdik. Dükkana girer girmez Turistler kilimlere bakmak üzere dükkanın içinde dolaştılar. Adamın biri de -sanırım sahibi- bana yaklaşıp; “Abi ne aldırırsan %10 senindir” dedi. Yani şu demek arkadaşlar; bunlara buradan aldır, ben zaten fiyatları uçurmuşum sen de buradan kendine gelir yarat. Yani bu grup küçücük bir Kilim beğendi ve Adamın verdiği Rakam 3.550 USD.

Ben ne yaptım biliyor musunuz arkadaşlar? Bu gruba dürüst oldum ve dedim ki; Buradan çıkalım ve başka bir Kilimciden alışveriş yapalım. Bu adam bana Komisyon teklif ediyor. Bu haksız bir kazanç ve ben buradan alışveriş yapmanızı istemiyorum dedim. Grup bana: İyi ya sen de kendine Komisyon almış olursun, bizim için fiyatının ne kadar olduğu önemli değil biz almak istiyoruz dedi.

Ben ısrarla hayır, lütfen çıkalım aynı ürünü ben size daha uygun fiyata aldıracağım dedim ve oradan bir şekilde ayrıldık. Uzatmayacağım, benim Uşak’ta Üniversite’den arkadaşım vardı onu aradım ve bir akrabasının Kilim işi yaptığını öğrendim. Bu grubu alıp Uşak’a götürdüm ve aynı kilimi 300 USD aldırdım ve birkaç tane….

Bu grup bana güvendi ve bu nedenle beni ABD’ye yanlarına götürdü.

Bu şansı bana verdiği için ab-ilan.com ailesine sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Selam ve Saygılarımla.

Recep Şehitoğlu

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Deniz Çetecioğlu Başarı Hikayesini Sizlerle Paylaşıyor

Deniz Çetecioğlu başarı hikayesini anlatıyor.

“Yeditepe Üniversitesi öğrenci asistanlığı yaptığım zamanlarda, AB-ilan’ı sürekli takip ederdim. Gençlerin bakış açısına değer katan bu siteden haberleri öğrenir ve yurt dışına gitme konusunda kararlarımda önemli rol oynadığını söylemem gerekir.

Yeditepe Üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olduktan sonra, 2009 eylül döneminde Barselona Üniversitesi ekonomi tarihi alanında master eğitimimi sınıfta tek Türk öğrenci olarak tamamladım. Bu süre içinde öğrenci harçlığımı çıkartmak için Barselona’ da çeşitli fuarlarda çalıştım. Örneğin, alimentasyon ve uluslararası teknoloji fuarlarının merkezlerinden biri olan GSM (GSM Mobile Congress) fuarında stant görevlisi olarak ve turist rehberliği yaparak öğrenci harçlığımı çıkarttım. Böylece yurt dışında tek başına kalmanın zorluklarına odaklanmak yerine yeni insanlarla tanışmanın ve sektörleri tanımanın artılarının bana daha güzel şeyler katacağını düşünerek bu yönde kendimi zorluklara karşı düşüncemi değiştirmemin daha olumlu katı yapacağını anladım. Aslında yurt dışında yalnız olmak ve farklı ülkeleri görmek insanın kendisini tanıması için de bir yol olduğunu fark ettim.

Bu fark edişimin en önemli kısmı ise Lüksemburg’a Avrupa Parlamentosun’da staja başlamam ile oldu. Barselona’da öğrenciliğimde bir yandan kısa süreli fuar ve turizm işleriyle uğraşırken, uluslararası kurumlarda bulunmanın bana çok şey katacağını düşünüyordum. Stresli bir başvuru ve eleme süreci sonunda mart ayında kabul mektubum geldi ve Barselona’dan Lüksemburg’a taşındım. Daha önce hiç ziyaret etmediğim ve öncesinde orada bulunan arkadaşlarım olmadığı için bir süre hostelde kaldım. Sonrasında Lüksemburg Türk Büyükelçiliğimizin yardımları ile konaklama sorunumu halletmiş oldum. Böylece master eğitimim için çıkmış olduğum yolculuk beni bambaşka bir ülkeye yerleşme ve staj imkanını sağlamış oldu.

Eğer hayat uzun bir yolculuksa hayatımıza çıkan fırsatları iyi değerlendirmek ve algıları açık tutmaktan geçiyor. İnanırsanız ve gerekli çabayı gösterirseniz sizler de başarabilirsiniz.”

Deniz Çetecioğlu

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Başarı Hikayeleri: ‘İki Güzel Haber’

Samet Zenginoğlu, ab-ilan.com aracılığı ile başvurduğu İyi Yönetişim Yaz Okulu deneyimlerini ve bilimsel araştırma ve inceleme yarışmasıyla yakaladığı başarılarını anlatıyor.

İki “Güzel” Haber

“AB-ilan.com iki yıl üst üste güzel haberlerle, yine güzel haberlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. İlk haber, gördüğüm bir proje hakkında idi. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Adnan Menderes Üniversitesi’nce gerçekleştirilen “İyi Yönetişim Yaz Okulu” ile ilgili ilana burada rastladım ve o yıl, bu okulun katılımcılarından biri olma şansını elde ettim. O süreçte, birçok katılımcının bu organizasyondan ab-ilan aracılığıyla haberdar olduğuna da hep birlikte şahit olduk. Sosyal bilimler alanında böylesi bir projenin desteklenmesi adına çok önemli ve güzel bir deneyim ve süreçti.

Ardından, Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği’nin (SOBİAD) düzenlemiş olduğu “Globalleşme: Fırsat mı? Tehdit mi?” başlıklı bilimsel araştırma ve inceleme yarışmasını gördüm. Yarışmaya katıldım. Sonuçlar açıklandığında, “Global Köy’ün Sınırları: Global“iz(ol)asyon”, Köy ve Köycükler” başlıklı bu çalışmamın ikincilikle taltif edilmiş olması büyük bir gurur vesilesi oldu.

AB-ilan.com’dan iki güzel haber ve ardından gelen iki güzel haber daha.

Bu vesile ile size bizatihi teşekkürlerimi sunmak istedim. Zira duyurmasaydınız, duymamız güç olabilirdi…”

Samet Zenginoğlu

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Başarı Hikayeleri: ‘Uzun Dönem EVS Maceram’

Hayri Bekereci, Avrupa Gönüllü Hizmeti kapsamında katıldığı proje deneyimlerini ve önerilerini ab-ilan.com takipçileri ile paylaşıyor.

Benim Uzun dönem EVS maceram… Uzun diyorum; çünkü daha önce 1 ay kısa dönem Polonya ‘da EVS yapmıştım. O zaman pek bir şeylerin farkında değildim. Avrupa görme aşkı ve ilk defa yurtdışına çıkma heyecanı hepsi birbirine karışmıştı. Ama ne var ki o 1 aylık kısa projede en fazla çalışan gönüllü olduğumu söyleyebilirim.

2009 yılında başladığım Polonya’daki çevre projesi ile gönüllülük sahnesine ilk adımı atmış oldum. Bu sahneden inmeye hiç niyetim yoktu. Nitekim akabinde gençlik projeleri eğitimlerine, kalkınma ajansı projeleri vs hepsi ile ilgilenmeye başladım. Çeşitli kurslar ve seminerle kendimi geliştirmeye devam ediyordum. Bu arada da sık sık uzun dönem EVS projesi için başvuru yapıyordum.En sonunda 2011 yılı Kurban Bayramında bu projeye ‘’sen gidebilirsin’’ onayını , Tanıtım Gönüllüleri Derneğinden aldım. Proje Romanya da başlayacak ve 6 ay sürecekti.

Vize, ayrılış öncesi eğitimleri, diğer yasal prosedürler derken geldi çattı 1 şubat. Gidiş yolculuğu bayağı sıkıntılı , heyecanlı ve maceralı geçti. Nasıl mı?

KMARAŞ/ANKARA/İSTANBUL/BÜKREŞ/SUCEAVA/BOTOŞANİ arasındaki yolculuğumda başıma gelmeyen şey kalmadı !!!

Yurtiçi 1 uçuşum , uçuşa 2 saat kala hava muhalefeti nedeniyle iptal oldu. Derhal koştur koştur otobüs bileti bulmaya gittim. Ankara’ya pasaportumu konsolosluktan almak için uğradım . Akşamki İST. Uçuşu da 2.5 saat rötarla gerçekleşti. Arkasından gece yarısı İST Atat. Airport a ulaşınca o gün sabaha kadar havaalanında Amerika yolcusu bir arkadaşla sabahladık.Ertesi gün 1 şubat ve tüm uçuşlar iptal !!! Çünkü yoğun kar yağısı var ve pistteki tüm uçaklar karla kaplı.O gün Maslaktaki arkadaşıma gittim. 2 şubat günü yeniden uçmayı düşünüyordum. Ama bileti THY otomatik uzatmadığı için bileti ertesi güne aldırmak çok uzun sürdü. Çünkü havalimanında herkesin sorunu aynıydı. 2 şubat günü elimde pasaportum ve sigorta belgem ile birlikte BÜKREŞ e indim. İndiğimde başıma gelecek olanları hiç aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Pasaport noktasına geldiğimde Romen polisinin ‘ Davetiyen nerede ? ‘’ sorusu ile karşılaştım. Ben sigorta belgemi gösterdim. Kabul etmediler. Derhal karşı ofise yönlendirdiler ve O sırada sınır dışı işlemlerime başladıklarını sonradan öğrendim. Neyse ki yalnız değildim. Ben ve yanımda bir Türk arkadaş vardı. O ve beni aynı gerekçelerle bizi bekleyen THY –iST. ( geldiğimiz uçakla) uçağına götürdüler.6 aylık vize ve 3 aylık oturum iznim olmasına rağmen. Polisler , elinizde dönüş bileti – 550 Euro ve davetiye yok … Gerekçeleri ile bizi sınır dışı etmişti. Yanımdaki arkadaş ise Bükreş e sevgilisi ile görüşmek için gelmiş. O çok sinirliydi. Romen polisler onu yaka paça uçağa bindirdi. Uçağa bindiğimizde sinir krizi geçirmiş gibiydim. Kaptan pilot yanımıza geldi. Bize neden sınır dışı edildiğimizi anlattı Ve bizi sakinleştirmeye çalıştı sağ olsun. Pasaportlar kaptana teslim edildi. Bense gözyaşlarımı tutamadım. Bir damla süzülüverdi yanağıma…

Gece 22.45 sularında İstanbul a indi uçak. Yeniden Atatürk Havalimanında … 3 gündür buradaydım. Sabaha kadar burada kalıp neler yapacağımı düşünmeye başladım. Türkiye ‘deki koordinatörümü aradım ve saatlerce konuştuk onunla. O da şok içinde idi. Onun önerisi ile sabahleyin Ankara Romanya Konsolosluğunu aradım, durumu izah ettim. Onlarda yeniden gidin sizi sınırdan alacaklar dedi. Sınır güvenliği ile görüştük dediler. Koordinatörümde aynı fikirdeydi. Yeniden uçak bileti alarak bir kez daha Bükreş e uçacaktım. Ama ben korku içindeydim. Ya yine aynı şeyleri yaşarsam diye. Kendim aldığım bilet ile akşam yeniden uçmaya hazırlanıyordum. Bu kez havalimanında çıktı alabileceğim bir yer aramaya başladım. Alacağım çıktılar arasında EVS faaliyet sözleşmem (eng) ve Davetiyem vardı. Uzun uğraşlar sonunda ücretsiz olarak bir şirket ofisinde çıktı aldım.2. kez yurtdışı çıkış pulu aldım. Check in masasına geldiğimde TAROM AİR çalışanı neden buradasın ve seni yine almazlar yanında paran yoksa dedi. Benim elimde sadece 100 Euro vardı. Ve sahip olduğum resmi belgeler (davetiye- sigorta belgesi ve proje faaliyet anlatması)Ben telaşlanmaya başladım. Saat 18.30 seferi için uçağa bindim. Heyecanlı bir yolculuktan sonra 20.00 da yine sınır noktasına geldim. Polis, pasaportumdaki 1 gün önce geri gönderilme mührünü ve işaretleri görünce ; tekrar beni bekletti. Oradaki banka oturttu. Tam 1 saat bekledim. Kimse bir açıklama yapmadı. Sorularıma da cevap alamadım. Artık umudum kalmamıştı. Polis beni ofise çağırdı elime telefonu verdi. Telefondaki Botosani’deki koordinatörüm Claudıu Nanea idi. O bana bir şeyler anlatıyordu ama ben anlamıyordum. Çünkü İngilizcem çok kötü idi. Neyse ki polisler pasaportumu elime verdi ve bana yolu gösterdiler. Sınırı geçmiştim. Valiz noktasına gittiğimde valizim duvara dayalı bir şekilde duruyordu. Çok üzgün ve yorgun şekilde İç hatları aramaya başladım. Ama labirent gibi olan Bucurest Henri Coanda Airportta İç hatları bulana kadar neler çektim. Sonraki uçuş için uçağa binmeyi planlıyordum .Ama öyle olmadı .Çünkü kapı kapanmış geç kalmıştım. Direkt tren istasyonun yolunu tuttum. Ve 9 saatlik tren yolculuğu ile sabah saatlerinde nihayet Botoşaniye varmıştım. Hava soğuk her yer karla kaplı gündüz -15 derece bir havada şaşkınlık içindeydim. Koordinatörüm ve eşi beni karşılamaya gelmişlerdi. Onlarla birlikte önce bir kafeye gittik. Kahvaltı faslından sonra beni kalacağım yere götürdüler. Bir lise yurdunda kalacağımı hiç tahmin etmemiştim, bilmiyordum da. Beni odaya çıkardılar. Dinlenmem için beni yalnız bıraktılar. Öğleden sonra mentorum geldi. Botoşani macerası ve EVS artık başlıyordu benim için. Şimdi sizlere neler yaptığımı, projemde gerçekleştirdiğim şeylerden bahsedeceğim. Yazının sonunda ise proje süresince karşılaştığım olumsuzlukları anlatıp, finalde de bazı deneyimlerle kanıtlanmış önerilerde bulunacağım.

İlk ay…

İlk akşam karaoke müzik yapılan bir cafeye gittik. Oradan da diskoya geçtim. Ben ve Anca ile. Mentorüm ve koordinatörüm bana uyum sağlamam için yardımcı olmaya başladılar. Beraber alışveriş yapıyor eksiklerimi alıyordum. Bana şehri tanıtan mentorüm, çalıştığı müzede sık sık Romanya hakkında bilgilendirmeler yapıyor ve bana müzeyi gezdiriyordu. .Bu sırada Valentine Days için yerel gönüllülerle birlikte buluşup , neler yapacağımıza dair çalışmalara başlamıştık. İlk haftalarda birçok insanla tanıştım. Romence dersi verilmeye başlandı. Geldikten 2 hafta sonra varış sonrası eğitime gittim. 12 ülkeden toplam 15 kişi ile 5 günlük Predeal’daki eğitimde birçok şey öğrendim. Yeni arkadaşlar edindim. Kayak yapmak ve kızakla kayma, dans etmek, partilere katılmak , kültür geceleri bu eğitimde sahip olduğum şeyler arasında idi. Bir de meşhur Romen yemek ve lezzetlerimi tatma imkanım oldu.

İkinci ve Üçüncü ay…

Mentorümün desteğiyle Sosyal Psikiyatri Vakfında gönüllü olarak çalışmaya başladım. Burada depresyonda olan, şizofren , psikolojik sorunları olan yetişkinlerle birlikte çeşitli terapi programlarına katılıyordum.El işleri, taş ve kağıt oyunları, dans saati, şarkı okuma , temizlik işleri , İngilizce dersleri, belgeseller, bilgisayar dersleri, yardım paketi hazırlama gibi etkinliklerde , vakıf çalışanlarının işlerine ve vakfa gelen kişilere yardımcı oluyordum. İlk başlarda çok zorlandım. O insanların durumu beni çok sarsmıştı. Sonra alıştım ve daha fazla yardımcı olmaya başladım.Sırf onlar mutlu olsun diye saatlerce dans ediyor , Türkçe şarkılar okuyordum. Kimi zaman Türk yemekleri yapıyor, kimi zamanda bahçede kar temizliyorduk. Kar kalkınca da bahçede bahar temizliğine başladık. Yaprakları süpürüp, dalları buduyorduk. Her ay sonunda yardım paketi hazırlıyordum ofis çalışanları ile birlikte. Bu arada Botoşani deki diğer stklarla buluşup tanışmaya başlamıştım.Onların etkinliklerine katılıyor, özel günlere beraber hazırlanıyor ve kutlamalar yapıyorduk. Boş zamanlarımı ise dans kursuna , fıtness a giderek geçirmeye başlamıştım.Bu sayede yereldeki insanlarla daha fazla kaynaşmaya başlamıştım.Tanıştığım herkes neden buraya geldiğimi ve projem hakkında bana sorular sormaya devam ediyorlardı.Neden bu küçük şehri seçtiğimi Bükreş, Cluj ya da Yaş gibi şehirlerde olmadığımı soruyorlardı.Buradaki gençlerin çoğunun gençlik programları hakkında bilgisi yoktu.Çünkü şehirde yalnızca iki stk bu projelerle uğraşıyordu.Benim organızasyonum Asocıatıa Renaşterea Botosan ve B-Rıght Medıa isimli dernek. Bense arkadaşlarımı bu projelere yönlendirmek için dilim döndüğünce anlatmaya başladım. Romanya Ulusal Ajansının hazırladığı bir tanıtım katalogunu slaytlar halinde yazarak birçok kişi ile paylaştım. 3. ayda ben başka bir yerde çalışmayı istedim. Bu arada yeni çalışacağım bir yer bulunması gerekiyordu. Bense bu boşlukta Bükreş e gitmeye karar verdim. Varış sonrası eğitimde tanıştığım Ahmet ve Ezgi nin yanına… Ortodokslar için Paskalya bayramı vardı o sırada. Resmi kurumlar tatile girmiş ve kutlamalar başlamıştı. Paskalyada Romenler ; bizdeki kurban bayramı gibi onlarda kuzu kestiler.Arefe günü sabaha kadar kiliselerdeki ayin ve kutlamalara katıldılar. Sabah olunca yumurtalar kırmızıya ve diğer renklere boyandı. Geleneksel yemekler yapıldı.12 günlük Bükreş ziyaretimde yeni insanlarla tanışıp, Bükreşteki önemli yerleri gezip görme şansım oldu. Katedral, parlemento sarayı, türk şehitliği , büyük parklar, eski tarihi müze ve devlet binaları, birkaç Avm, üniversite, otomobil fuarı…

Dördüncü ay…

Aslında ilk üç ay çok fazla sorun ve sıkıntı ile karşılaştım. Hatta geri dönmeyi bile düşündüm. Ama koordinatörümün beni göndermeye niyeti yoktu. Bazı düzenlemeler yaptı. Bende kalmayı tercih ettim. Derneğimizin bir ofisi yoktu. Benim yurtta kaldığım odada tv, bilgayar hiçbir şey yoktu.Çok sıkıcı geçiyordu yurttaki günlerim.Bilgisayarı ise müze ve gençlik merkezinde kullanıyordum bazen.Yemek sorunu ise beni çok zorladı. ilk ay yurdun yemekhanesini denedim, olmadı. Çünkü her öğün domuz eti fasulye ve patates püresi yapıyorlardı. İkinci ay ekstra 60 Euro yemek parası aldım. Üçüncü ay ise lokantadan giderilmeye başlandı. Artık üç öğün yemek imkanım vardı. Bu şekilde yemek sorunum çözüme kavuşturuldu. Bu ay bir kreşte çalışmaya başladım. İtalyanların kurmuş olduğu bu kreş bir dernekti. Fakir ailelerin çocuklarına hizmet veriliyordu. Bu kreşte İtalyan iki rahibe idareci olarak görev yapıyordu. Buradaki günlerim çok güzel başladı. İlk günden beri herkesin yoğun ilgi ve sevgisi ile karşılaştım. Özellikle de çocuklar beni çok seviyorlar hatta paylaşamıyorlardı. Her sabah erkenden bir aşkla kreşin o uzun yolunu yürüyordum. Öğleye kadar çocukların sınıf ve bahçedeki etkinliklerinde yanlarındaydım. Çocukların; oyun, matematik, resim, dans ve el becerisi etkinliklerinde, onlara yardım ediyordum. Öğle ile birlikte yemek saatinde ; çocukların önlüklerini bağlıyor, yemeklerini servis yapıyorduk. Burada her yemeğin başında ve sonunda dua ediliyordu. Çocuklar yemeklerinin hepsini bitiriyor ve varsa yeniden yemek istiyorlardı. Yemek sonrası; uyku saatinde çocukları yatma odalarına götürüyorduk. Ayrıca bu ay içinde Gönüllülük Fuarı düzenlendi. Botoşani’ deki tüm dernek ve vakıflar bu fuara katıldı. Herkes kuruluşunun tanıtımını yaparak, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi.Bu etkinlikte bana da bir hayli ilgi gösterenler oldu.Yerel yetkililer ve diğer dernek yöneticileri benimle birlikte röportaj yaptılar .Ben de sahnede yer alarak, konuşma gerçekleştirdim.Unutulmaz bir gün yaşadım diyebilirim. Bir de sonraki haftada düzenlenen ‘’Let’s do it Romanıa’’ adlı projenin, şehirdeki Mihai Eminescu Parkında gerçekleştirdiği farkındalık etkinliğinde sahnede yer alarak, bana sorulan soruları yanıtladım. Bunun sonunda iki internet gazetesinde benim haberlerim çıktı. ‘’ Botoşani de bir Türk, Peki neden ? ‘’ manşetli haberleri görünce, hem ülkem adına hem de kendim için iyi bir şeyler yapıyor olmanın gururunu yaşadım.

Beşinci ay…

Kreşte çalışmalarım devam ediyordu. Haziran ayı ile birlikte birçok etkinlikler gerçekleştirdim. Bunların başında 2 haziran Romanya Çocuk Günü vardı. Bu kapsamda kreşte ve şehirdeki alışveriş merkezinde bir gün boyunca çocuklar için eğlenceler hazırlanmıştı. Önce sabahleyin kreşteki özel programda yerimi aldım. O gün tüm çocuklar çok mutluydu. Günler öncesinde hazırlıklar yapılmıştı.Tüm gün çocuklar kucağımdan hiç inmedi.Hep birlikte dans ettik. Herkes çocukları mutlu etmenin çabasındaydı. Bense onlara şeker dağıttım. Öğleden sonra B-Rıght Media ve ekibi ile Botoşani Shopping Center daki etkinlik için yola koyulduk. Ben ve yerel gönüllüler çocukların yüzlerini boyuyor, çeşitli hayvan figürleri yapıyorduk. Müzik, palyaço, balonlar eşliğinde tam üç saat yüze yakın çocuğun yüzlerine istedikleri figürleri yaptık. Sonunda ise çocuklara pasta ikram ederek bu güzel günü noktaladık. Bu ay içinde Romanya’ nın eski başkenti sayılan Yaş şehrini gezmeye gittim. Sadece bir gün kalabildim. Couchsurfing den bulduğum iki arkadaş hem evlerinde beni misafir ettiler, hem de şehrin tamamını gezdirdiler. Kreşte yaptığım son şeylerden biride; tüm çocuklara Türk bayrağı yaptırmaktı. Kırmız beyaz kartonlar ve tahta çubuklar aldım.Her öğrenci bir bayrak yaptı.Toplam 20 bayrakla birlikte hep bir ağızdan çocuklar kendiliğinden Turcıa … Turcıa… diye bağırmaya başladılar. Bense mutluluktan havalara uçuyordum. Çocukları kucağıma alarak , bu anı ölümsüzleştiren birkaç foto çekildi. Bu ay içinde okullar tatil oldu.Kreşte çocuklara diplomaları verildi.O gün çok üzülüyordum. Çünkü çocuklar tatile giriyorlardı. Bense onları bir daha göremeyecektim. Onların bazıları ağladılar.Okul tatil oluyor diye.Kimisi büyümüş birinci sınıfa başlayacaktı.Kimisi ise gelecek dönem yine kreşte olacaktı.Ailelerinde katıldığı büyük bir parti ile kreşte çocuklar aldıkları hediyeler ve diplomalar ile tatile girdiler.Romanya ‘ da 22 haziranda tatile giren tüm resmi okullar, Türkiyede ki gibi 3 ay tatil yapıyorlar. Haziran ayının bu son haftasında bazı teknik sorunlar yaşadım. Yurtta suyu kestiler. Tüm öğrenciler eve gitmiş.Yurtta tek başıma kalmıştım.Yurt idaresi ise bazı hizmetleri kıstı.Bense bu duruma daha fazla katlanamayacak duruma gelince; Türkiye ye dönmeye karar verdim.6 aylık EVS projemi 5 ayda tamamladım.

Yaşadığım sıkıntı ve olumsuzluklara gelince;

  • Evsahibi kurumun donanım, ekip idari ve mali anlamda zayıf oluşu.
  • Kuruluşun ilk gönüllüsü bendim. Benim yanımda başka evs gönüllüsü yoktu.Yani yalnızdım.
  • Konaklama, yemek gibi önemli konular baştan planlanmamıştı.Banyo, çamaşır gibi önemli ihtiyaçlar sorun oluyordu.
  • Proje aktivite faaliyet anlaşmam gelişi güzel hazırlanmış.Ve ne hikmetse anlaşmada yazılan hiç birşey yapılmıyordu.Yapacağım işler, gideceğim proje ve kuruluşlarla önceden görüşülmemiş, her ayın sonunda yeni kurumlarla konuşuluyordu.Çünkü ev sahibi kurumum bir proje ve rutin faaliyet alanı , çalışması yoktu.
  • Yereldeki ulaşım, iletişim gibi masraflarım karşılanmamıştı. Kırtasiye masraflarını bile ben cep harçlığımdan alıyordum.
  • Gönderen kurum ve ev sahibi kurum arasındaki sorunların bedelini ben ödüyordum. Bunun neticesinde maddi olarak beni destekleyen bir ev sahibi koordinatörüm yoktu.
  • Romence derslerini ayda en fazla 3 kez alabiliyordum.Çünkü bana dili öğreten bir öğrenciydi.O da çok meşgul oluyor, benim çalışma saatlerimle uyuşmuyordu.
  • Oturum süresini uzatmak bayağı meşakkatli bir iş oldu. Romanya ‘da bu durum Türkler için sıkıntılı biraz.
  • Fotoğraf makinemin bozulması başıma gelen en kötü olaylardan biridir. Çünkü teknik servis tamiri için 60 Euro istemişti.Bense aylık 60 Euro cep harçlığına sahiptim.:)))

Agh yapacak olanlar için bazı önerilerim var :

  • Gideceğiniz projeyi ve ev sahibi kurumu iyi araştırın.!!!
  • Yabancı dili başlangıç seviyesinde de olsa öğrenin.!!
  • Proje süresine iyi karar verin ve sizin için uygun olan süreyi iyi düşünün.
  • Gönderen kuruluşunuzla yüz yüze iletişim kurmaya çalışın. Mümkünse bulunduğunuz ilden bir gönderen kurum seçin.!!!
  • Türkiye ye özgü şeyleri yanınızda götürmeyi unutmayın.!!!
  • Ve bir miktar paranızın olması bir avantaj.

Geriye dönüp baktığımda cebimde biriktirdiklerim…

Botoşani de yaşayan Türkler bana çok destek oldu. Halil Abi ve Romen eşi Sevgi ablanın, Cazablanca Turc Restaurantının sahibi diğer Halil abinin, diğer türk işçilerin benim için yaptıkları iyilikleri hiç unutamam.Murat TURİZM in şofürü Cengiz ABİ beni botoşani- Bükreş arasında ücretsiz otobüsüne aldı. İçtiğim Türk çayları,yediğim türk yemekleri… Karaman ve Adana ‘dan comenius projesi için gelen heyetle olan günlerim…Doğum günüm, diğer partiler, birkaç şehir gezilerim,tren yolculuklarım, -28 derecede arabanın arkasından yitmemiz, bahar festivalleri, konserler, yerel seçimler, Polonya’dan gelen couchsurften misafirlerim…Ve sayamadığım, aklıma gelmeyen ve buraya yazmaya yetmeyecek yüzlerce güzel anı, hatıra komik şeyler yaşadım. Her şeye rağmen bütün bunlara sahip olmanın mutluluğu, yüzlerce yeni arkadaş edinme, üstelik farklı ülkelerden, Türkiye ve Romanya karşılaştırmaları, beni geliştiren yeni bakış açıları, önyargıların kırılması, hayvanlara olan sevgimin artması, yeni spor ve yaşam egzersizleri öğrenmek, İngilizceyi ilerletmek, Romence öğrenmek hayatıma kattığım yeni zenginlikler arasındadır.

Unutmayın Gönüllü Olun Hayatınızda Farklılıklar Yaratın. !!!

Hayri Bekereci

AB-ilan.com’da neleri okudunuz, nelere katılıp, neler başardınız? Siz anlatın, biz paylaşalım… Yazılarınızı paylaşmak için [email protected] mail adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.