Çarşamba, Ekim 9, 2024

Türkiye’den İklim Kriziyle Mücadele için Önemli Adım: Türkiye “Ben de varım” dedi

Türkiye, New York’ta başlayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ilk gününde Paris İklim Anlaşması’nı TBMM’de onaya sunacağını açıklamasıyla, küresel iklim krizi mücadelesi için önemli bir adım attı. 

Türkiye, Paris Anlaşması’nı 2016 yılında imzalamış ancak onaylamamıştı. Ekim ayında Meclis’in açılmasıyla gündeme alınacak olan anlaşmanın milletvekillerine sunulup kabul edilmesiyle, karar UNFCCC (BM İklim  Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) Sekretaryasına iletilecek ve böylece Türkiye resmen anlaşmaya taraf olacak.

Paris anlaşmasının hedefi, 2050’ye kadar sera gazı emisyonlarının sıfırlanması doğrultusunda ülkelerin ortak çalışmasını sağlamak ve iklimi değiştirmeyen bir dünya inşa etmek. Türkiye, dün açıkladığı Meclis gündemine alma kararıyla, yeni dünya düzeninin inşası için küresel işbirliğine katılma şansını yakalıyor. İklim kriziyle mücadele daha adil, daha temiz, daha refah içinde bir toplum ve sağlıklı bir gezegen için ülkelerin önünde bir fırsat olarak duruyor.

Türkiye ne zaman ve ne kadar sera gazı azaltım taahhüdünde bulunacağına Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde karar verebilir. Paris Anlaşması’nın bir yaptırım uygulama ya da belli bir emisyon azaltım seviyesini zorunlu tutma gibi bir mekanizması yok. Ancak 1,5 derece hedefini tutturmak için emisyonların azaltılması gerekiyor. Geçtiğimiz hafta yayımlanan Birleşmiş Milletler Sentez raporuna göre, Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefine ulaşmak için ülkelerin iklim çabalarını acilen iki katına çıkarması gerekiyor.

48 sivil toplum kuruluşu, Change.org’da Paris İklim Anlaşmasının onaylanması için bir imza kampanyası başlatmıştı.

Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz “Bu çok geç de olsa önemli bir adım. Umarız denildiği gibi Meclis’e getirilir ve onaylanır. İmza kampanyamıza destek veren 23 bini aşkın insan da bunu talep ediyordu. Elbette anlaşmanın onaylanmasıyla her şey bitmiyor. Anlaşmanın hedeflerine uygun bir şekilde sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması, bir noktada Türkiye’nin de karbon nötr olması gerekecek. Bu da enerji başta birçok sektörde yapısal değişiklikler gerektiriyor. Kısacası, daha yapılacak çok işimiz var” diyor.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, “Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında küresel işbirliğinin bir parçası olmasına yönelik bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Paris Anlaşması’nın onaylanmasını takiben küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlandırmaya katkı sağlayacak iddialı ve gerçekçi bir yol haritası hazırlayarak dünyaya liderlik eden ülkeler arasında yer alabiliriz. Bunun için öncelikle, halihazırda karbon emisyonlarında artıştan azaltımı öngören Ulusal Katkı Beyanımızı diğer ülkeler gibi gözden geçirmeli; gerekirse şartlı olarak 2030 yılına yönelik  iddialı bir sera gazı emisyonu azaltımı hedefi ortaya koymalıyız” diyor.

Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, “Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek OECD üyesi ve G20 ülkesi idi. Ayrıca en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. sırada; küresel sera gazı emisyonlarının %1’inden sorumlu olmakla beraber kişi başı emisyon açısından gittikçe artan bir rotada. Dolayısıyla Paris Anlaşması’nı onaylayarak gerçekçi bir hedefle sorumluluk alması, iklim değişikliğini durdurma çabalarına önemli bir katkıda bulunacak. Diğer yandan dünyada iklim krizini tek başına durdurabilecek bir ülke yok, bu yüzden de herkesin sorumluluğu oranında çözüme katkıda bulunması gerekiyor” diyor.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Projeler Lideri Burcu Ünal, “Hükümetin, Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardından yeni tüm kömür santrali projelerinin durdurulması, mevcut kömür madenciliği ekonomilerinin dönüştürülmesi, ormansızlaşma ve tarım alanlarının kentleşme, sanayi ve madenciliğe açılmasından kaynaklı emisyonların önüne geçmesini sağlayacak politikaların meclisten geçirilmesi ve uygulamaların bakanlıkların programlarına alınması bekleniyor. Ülkenin en büyük enerji ithalat kalemi olan petrol yerine geçecek elektrifikasyon sistemlerinin kurulması ise atılması gereken önemli diğer bir adım olarak öne çıkıyor. Türkiye, İklim değişikliğinden en fazla etkilenen  bölgelerden birinde Doğu Akdeniz Havzası’nda yer alıyor ve  iklim krizinin etkilerine her geçen gün daha fazla maruz kalıyor. Artık Paris Anlaşması’na taraf olacak bir ülke olarak Türkiye’nin, kömür ve doğalgazdan enerji üretimini sonlandırarak karbonsuzlaşma ve iklim krizi etkilerine uyum için somut ve acil adımlarını bir an önce atılması gerekiyor” diyor.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Kurucu Direktörü Bengisu Özenç, 

“Bugüne kadar Türkiye’nin Paris’i onaylaması ve uluslararası iklim müzakerelerinde ciddi bir taraf olarak yer almasını talep ediyorduk. Türkiye’nin Paris’i onaylaması önemli ve olumlu bir ilk adım. Ama bu kadarı elbette yeterli değil. Paris Anlaşmasının 1.5 derece hedefinin gerçekleştirilebilmesi için yüzyıl ortası itibarıyla karbon nötr bir küresel ekonomiye geçilmesi gibi iddialı bir hedef var önümüzde. Bunu destekleyecek politikalar ivedilikle devreye alınmalı. Bu nedenle, Paris’in onaylanmasının açtığı bu diyalog kapısının iklim değişikliği mücadelesi tarafından net ve iddialı hedeflerin alınması taleplerini güçlendirmek ve bu yöndeki politikaların tasarımı için ortak aklın geliştirilmesi için kullanılabileceği bir döneme giriyoruz” diyor.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylanması çok önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. TEMA Vakfı olarak uzun zamandır anlaşmanın onaylanmasını ve taahhütlerin yerine getirilmesini talep ediyor ve gelişmeleri yakından izliyorduk. Elbette ki anlaşmanın imzalanması tek başına yeterli olmasa dahi gerçekçi hedeflerle sorumluluk alınması iklim değişikliğini durdurmak için çok önemli ve acildir. Türkiye’nin başta enerji olmak üzere madencilik ve ilgili tüm konularda iklim dostu politikalara hızla geçmesini bekliyoruz. İlk atılacak adımlardan biri iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan kömür madenciliği ve kömürlü termik santral yatırımlarından vazgeçilmesi olmalıdır’’ diyor.

Sivil toplum kuruluşlarına göre Türkiye’nin Paris Anlaşması’nın onaylanacağını belirtmesi, Türkiye’nin iklim politikaları doğrultusunda fosil yakıtlardan çıkabileceği umudunu veriyor. AB üyesi toplam 18 ülke bugün itibariyle kömürden tamamen çıktı ya da 2021 yılına kadar tamamen çıkma taahhüdünü duyurdu. Türkiye de kömürden çıkışı planlayarak, bu konuda lider ülkeler arasına girebilir.

Editöre notlar: 

“10 Soruda Paris İklim Anlaşması” bilgi notuna buradan erişebilirsiniz

BENZER İÇERİKLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz