Çarşamba, Ekim 9, 2024

Unutmayın ki, Dünyayı Kurtaracak Olan Kâr Değil, İnsanlardır

“UNUTMAYIN Kİ, DÜNYAYI KURTARACAK OLAN KÂR DEĞİL, İNSANLARDIR.”

6 Kasım’da başlayan COP27 İklim Zirvesi, 18 Kasım’da sona erdi. Zirve sonunda kömürden çıkışa dair net bir karar alınmaması ve Türkiye’nin açıkladığı yeni iklim hedefi, change.org Türkiye’de iklim kampanyaları yürüten genç iklim aktivistlerini bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı.

İklim krizine karşı yapılan planların güçlendirilmesi ve bunların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı, 6-18 Kasım tarihlerinde 195 ülkeden 40 bin kişinin ve 100’den fazla devlet lideri ve politika yapıcının katılımıyla Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde gerçekleşti. Bu sene “Uygulanma İçin Birlikte” sloganıyla yola çıkan ve Afrika COP’u olarak anılan COP27 İklim Zirvesi’nin birinci gününde ilk uyarı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten geldi: “Hayatımızın en büyük savaşı bu ve kaybediyoruz. Sera gazı emisyonları artmaya, küresel sıcaklıklar yükselmeye devam ediyor. Ayağımız gaz pedalında, iklim cehennemine giden bir otoyoldayız.”

Zirvenin ana gündemleri sera gazı emisyonu azaltım taahhütleri, iklim krizine uyum politikaları, kayıp & zararlar ve iklim tazminatıydı. Konferansın ilk gününde iklim değişikliğinden kaynaklanan kayıplar ve zararlar için tazminat ödenmesi konusu resmi olarak konferans gündemine eklense de zirve sonunda kurulan kayıp ve zarar fonuna dair detaylar açıklığa kavuşmadı, konuya dair tartışmalı kararlar seneye bırakıldı.

Zirvenin ikinci haftasında Türkiye’nin yeni iklim hedefi de açıklandı. Bakan Murat Kurum, 2030 yılı için daha önce yüzde 21 olarak açıklanan artıştan azaltım emisyon hedefini yüzde 41’e yükselttiklerini, Türkiye’nin emisyon pik yılını 2038 olarak belirlediklerini söyledi. Uzmanlar, “%41 artıştan azaltım” hedefinin, 2030’a kadar %30’dan fazla emisyon artışına neden olacağını vurguladılar. Bu hedefinin ardından Türkiye, Avrupa İklim Eylem Ağı tarafından iklim müzakerelerini tıkayan ülkelere ve kuruluşlara verilen Günün Fosili Ödülü’nü kazandı.

COP27’nin ardından çıkan sonuç metninde Glasgow Paktı’nda da belirtildiği gibi, “etkisi azaltılmamış (unabated) kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak sonlandırılması”  ifadelerine yer verilirken Hindistan gibi bazı ülkelerin “tüm fosil yakıtlardan kademeli çıkış veya en azından kademeli azaltım” talepleri karşılık bulmadı. Uzmanlar ve genç iklim aktivistleri bu kararları iklim krizi ile gerçek mücadele için yeterli bulmadı.

Görüşler:

İklim İçin Gençlik ekibinden Resul Hüseynzade: “İklim İçin Gençlik ekibi olarak change.org/komurdencikis adresinde Türkiye’nin en geç 2030’a kadar kömürden çıkmasını talep eden bir kampanya yürütüyoruz, imza sayımız ise 15 bini geçti. Umutla sonuçlarını beklediğimiz ve 27. kez iklim krizine çözüm üretmek amacıyla toplanan fakat pek bir sonuca varılmayan COP27 bu sefer de bizi hayal kırıklığına uğrattı, yine kömürden çıkışa dair net bir sonuç çıkmadı. Özellikle Türkiye’nin azaltım yerine emisyonları artırma üzerine olan açıklaması durumun daha da kötüleşmesine neden oluyor. Türkiye’nin 2030 yılına kadar %35 mutlak azaltım yapması mümkün, bilim bunun uygulanabilir olduğu kanıtladı, hatta elektrik üretiminde bile tamamen kömürden çıkış yapılabilir. Biz gençler bu yok oluşu kabul etmiyoruz ve acilen net %35 hedefinin açıklanmasını ve tüm fosil yakıtlardan çıkılmasını talep ediyoruz.”

İklim Öncüleri ekibinden, Alen Zinzal: “27. İklim Zirvesi (COP27) ne yazık ki bu sene de beklentilerimizi karşılamadı, karşılamıyor. Zirve sırasında yayınlanan BM Sentez Raporu da Paris İklim Anlaşması’na taraf olan 193 ülkenin toplam iklim taahhütlerinin, yüzyılın sonuna kadar yaklaşık 2,5 derecelik ısınmaya sebep olabileceğini ortaya koydu. Yürütülen kampanyalara, yapılan çağrılara ve bilimsel kanıtlara rağmen Türkiye, emisyonlarını azaltmak yerine artıracağını açıkladı! Türkiye’nin, uzman STK’lar ve gençler tarafından ortaya konan %35 mutlak emisyon azaltımını rahatlıkla yapabileceğini söylemeye artık lüzum yok, pek çok kez tekrarladık, belli ki burada bir atalet ve çıkar hırsı söz konusu. Ne yazık ki çıkarlar anlayışının en belirgin tezahürü de, COP27 sponsorunun, dünyanın en büyük kirleticilerinden olan CocaCola’nın olması. Ayrıca,dünyanın en yüksek emisyon üreten 59 ülkesinin incelendiği İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2023 raporuna göre, Türkiye geçen yıla göre altı sıra gerileyerek 47’nci sıraya düştü ve düşük performans gösteren ülke olarak derecelendirildi. Talebimiz gayet açık ve net, bunun karar alıcılara ulaştığını da biliyoruz. Bu vurdumduymazlık sürerse, bugün en büyük kârları elde eden şirketler dahi çöküşe uğrayacaklar. Unutmayın ki, dünyayı kurtaracak olan kâr değil, insanlardır.”

İklim için Türkiye ekibinden, Gökçe Çiçek Arslan: “Benim COP 27 için beklentim emisyonların azaltımı üzerine planlamalar yapılması ve iklim krizi karşısında uluslararası bir birliktelik sağlamak adına her ülkenin bu mücadeleye katılımının sağlanılması doğrultusundaydı. Konferans süresince yenilikçi, teknolojiye dayalı fikirler sunuldu, gelişmekte olan ülkelere destek planları yapıldı ve takiben Paris Antlaşması gibi eski hedefler hatırlatıldı fakat konulan hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hâlâ muamma. Türkiye de dahil olmak üzere her ülkenin iklim krizine karşı bu mücadelede kolunu sıvaması gerekiyor. Türkiye ise COP 27’de 2030 yılı için belirlediği yüzde 21 artıştan azaltım hedefinin yüzde 41’e çıkarılacağını söyledi. Bu, emisyonların azalmayacağı, aksine artacağı anlamına geliyor. Bana kalırsa bu hedefin arkasında yatan asıl neden istatistikler sonucu önlem alınmazsa kaçınılmaz artış olacağını göstermesi ve karar vericilerin tekrardan iklim krizini ikinci plana atılmasıdır. Bir artış olacağı, daha sonrasında ise 500 milyon tona kadar bir azaltım olacağı ne kadar kulağa hoş gelse de, gerçekçi bir hedef değil. Artıştan azaltımla büyük bir emisyon azaltımı hedeflemek yerine kısa süre içerisinde de etkisini görebileceğimiz devamlı azalış gösteren bir yol izlemek daha gerçekçi ve etkili olur. Bu görüş çerçevesinde pek çok kuruluş tarafından desteklenen change.org/2030iklimhedefi kampanyasının geleceğimiz için doğru yol olduğuna inanıyorum.”

 

 

 

 

 

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz