Cuma, Temmuz 18, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 366

Çevre için Podcast Serisi: Yuva Derneği

“Çevre için Podcast” serisinin bu ayki konuğu Yuva Derneği Kurucu Direktörü Erdem Vardar oldu. Kendisiyle dünyada ve Türkiye’de sivil toplumun, iklim krizi ile mücadeledeki önemini konuştuk. Ayrıca Yuva Derneği’nin bu alanda neler yaptığını öğrendik. Son olarak dinleyicilerimizin Yuva Derneği’nin etkinlerine nasıl dahil olabileceklerini, sizler için Erdem Vardar’a sorduk.

Bölüme bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Erdem Vardar yüksek işletme mühendisi. Türkiye’de ve yurtdışında Greenpeace ve Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum kuruluşlarında proje koordinatörü ve program yöneticisi olarak çalıştı. Bir yandan da yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarına kapasite geliştirme eğitimleri verdi. Beş yıl boyunca Alman Yetişkin Eğitimi Merkezleri Birliği’nin (DVV International) Türkiye ülke direktörlüğünü üstlendi. 2010 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte ekoloji, insan hakları, yoksulluğun azaltılması ve yetişkin eğitimini bir araya getirmeyi amaçlayan Yuva Derneği’ni kurdu.

Yuva Derneği ise Dünya Vatandaşlığı Programı altında her yaştan gençlere ve yetişkinlere ekoloji ve iklim okuryazarlığı eğitimleri veriyor. Bugüne kadar 3500’den fazla kişi bu eğitimlerden yararlandı, katılımcıların üçte birinden fazlası bu konularda gönüllü veya profesyonel çalışmalarda yer aldı, yarısından fazlası yaşamında daha sürdürülebilir adımlar attı.

“Çevre için Podcast” British Council desteğiyle yayınlanmaktadır.

Test: Hangi Plastik Doğada Ne Kadar Dayanıyor?

Farklı farklı plastik atıkların, kaç yıl sonra doğada tamamen yok olduğunu doğru tahmin edebilir misiniz?

Veri Kaynağı tarafından hazırlanan test ile cevapları hemen öğren!

Teste ulaşmak için tıklayın

Türkiye’de Bağışçılık Ve Hayırseverlik

Veri Kaynağı, TÜSEV’in 2004, 2015 ve 2019 yıllarında tekrarladığı “Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik” raporlarından yola çıkarak, Türkiye’de vatandaşların bağış yapma motivasyonları neler, kimlere daha çok yardım ediliyor, yoksullara yardım kimin sorumluluğu olarak görülüyor gibi sorulara ve daha fazlasına dair verileri derledi.

Türkiye’deki vatandaşların %44’ü yoksul vatandaşlara yardım etmenin devletin görevi olduğunu düşünüyor.

2019 yılı araştırmasına göre Türkiye’de yoksullara yardımın kimlerin görevi olarak tahayyül edildiğine dair veriler için tıklayınız.

2019 yılında Türkiye’deki vatandaşların %87’si yaptıkları yardımları, bir kuruluşa bağış yoluyla değil, doğrudan kendileri ihtiyaç sahiplerine dağıtmak yoluyla yapmayı tercih ediyor.

Grafiği incelemek için tıklayınız.

Türkiye’de vatandaşların %44’ü ihtiyaç sahiplerine yapacakları yardımın kamu kuruluşu ya da sivil toplum tarafından yapılmasının fark etmediğini belirtmektedir.

Grafiği detaylı incelemek için tıklayınız.

2019 yılında Türkiye’deki vatandaşların %38’i akraba, komşu ya da herhangi bir diğer ihtiyaç sahibine doğrudan gıda, kıyafet, yakacak ya da para yardımı yaptığını belirtmiştir.

Grafiği incelemek için tıklayınız.

2019 yılında Türkiye’de akrabalarına yardım yapanların çoğu (%65’i) 100 lira üzeri yardımda bulunurken; komşularına yardım ettiğini söyleyenlerin çoğu (%56’sı) 100 lira ve altı yardımda bulunmuştur.

Grafiği buradan inceleyebilirsiniz.

2019 yılında en çok yardım yapılan ihtiyaç sahibi kesim dilenciler olmaya devam etse de, yapılan miktarın TL cinsinden değeri düşmüştür.

Yardımların türlerine göre ortalama kişi başı değerleri için tıklayınız.

Çevre için Podcast

Evimiz – dünyamız – yanarken sessizce oturmamak için ne yapmalıyız? İklim krizine dair doğru bilgiye ulaşımı kolaylaştırmak için her hafta yeni bölümlerle karşınızda olacağız. Dünyanın yaşadığı iklim değişikliğini, etkilerini ve bu konuda yapabileceklerimizi derinlemesine araştırmış akademik çalışmaları, sizlere en basit haliyle aktaracağız. Aynı zamanda iklim değişikliğini konuşmaları için alanında yetkin araştırmacılar ve çevre aktivistleri ile görüşmeler yaptığımız aylık podcast bölümlerimiz olacak.

Çevre için Podcast, British Council desteği ile yayınlanmaktadır.

 

Yeni bölümleri Spotify, Apple Podcasts ve Google Podcasts platformlarından dinleyebilirsiniz.

 

Bu vakte kadar yayınladığımız bölümleri de aşağıda bulabilirsiniz.

  1. Bölüm: İklim Değişikliğinden İklim Krizine
  2. Bölüm: İklim Değişikliği ile Mücadelenin Temel Taşları
  3. Bölüm: Paris Anlaşması ve İklim Değişikliği
  4. Bölüm: Çevre Sohbetleri: Prof. Levent Kurnaz
  5. Bölüm: Nedir Bu Sürdürülebilirlik?
  6. Bölüm: Sürdürülebilir Tüketim
  7. Bölüm: Güncel Sohbetler
  8. Bölüm: Çevre Sohbetler: Dr. Şiir Kılkış
  9. Bölüm: Gıda Güvenliği
  10. Bölüm: Gıda Güvenliği-2
  11. Bölüm: Çevre Sohbetleri: Prof. Fikret Adaman
  12. Bölüm: Çevre ve Sivil Toplum
  13. Bölüm: Çevre ve Türkiye’de Sivil Toplum

 

Fetüse Kadar Ulaşan Pestisitlerden Uzak Durun #ZehirsizSofralar

0

Sağlığımıza zarar veren kimyasallar, tabağımızdaki yemeklerden, oyuncaklara ve nefes aldığımız parklara kadar her yere yayılmış durumda. Bebek ve çocukları 10 kata kadar daha fazla etkileyebilen zararlı kimyasallardan korunmak için; bu zehirlerin nerede, nasıl kullanıldığıyla ilgili bilgilenmemiz ve doğa dostu alternatiflerini tercih etmemiz gerekiyor.

Gıdamız başta olmak üzere tükettiğimiz ürünlerin içeriğini ve üretim süreçlerini sorguladıkça hayatımıza giren kimyasalların arttığını ve bu kimyasalların, özellikle büyüme çağındaki çocuklar ve yetişkinler ile birlikte tüm doğal varlıklarda neden olduğu tahribata tanık oluyoruz. Gıda üretiminde kullanılan zararlı kimyasalların bir kısmından etiketlerine bakarak kaçınmak mümkün, ancak yeterli değil. Çünkü hiçbir etiket, soframıza getirdiğimiz gıdalarda tarım zehirlerinin kullanıldığını yazmıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin yürüttüğü Zehirsiz Sofralar projesinin ortaklarından Pestisit Eylem Ağı’nın (Pesticide Action Network – PAN) yeni yayımladığı rehber1 endokrin sistemi bozucu kimyasalların (EBK’ların) hamile ve bebekler için daha toksik olduğundan söz ediyor ve zehirli kimyasallardan nasıl korunabileceğine yönelik önerilerde bulunuyor.

Özellikle fetüslerin çok düşük miktarda olsa bile EBK’ya maruz kalmaması gerektiğine işaret eden rehberde, hamilelik sürecinde bir zar ile korunan fetüsün, sentetik kimyasalların geçişini engellemediği belirtiliyor. Bu nedenle birçok kimyasal madde fetüse ulaşabiliyor. PAN, anne karnındaki çocuk (ve dolayısıyla hamile kadınlar) için tam anlamıyla bir sıfır tolerans yaklaşımının benimsenmesini tavsiye ediyor.

Böcekler, yabani otlar ve hastalıklara karşı mücadelede kullanılan tarım zehirlerinin (pestisit) çocuklar üzerindeki etkisine ilişkin, ABD Çevre Koruma Ajansı2‘na göre, “Nispeten küçük boyutları nedeniyle, aynı miktardaki bir kimyasalın bir çocuk için, yetişkinlere kıyasla 10 kat daha fazla toksik olması muhtemel.” 2017 yılında BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunulan Gıda Hakkı Özel Sözcüsü Schutter’in raporu3 da tarım zehirlerinin bebeklere yönelik risklerine dikkat çekiyor: “Pestisitlere maruz kalan hamile kadınların düşük yapma, erken doğum ve doğuştan gelen bozukluklarla karşılaşma riski daha yüksek. Yeni doğanların göbek kordonu ve ilk dışkılarında birçok tarım zehirinden oluşan bir karışım bulunuyor. Hamile kadınlardan aktarılan pestisit etkileri, lösemi ve diğer kanser türlerinin yanı sıra, otizm ve solunum hastalıkları riskini de artırıyor.”

Düşük dozları da zararlı

Sağlık ve Çevre İttifakı4 ’na (HEAL) göre, ‘‘her şey zehirdir, mühim olan dozdur’’ yaklaşımı genel kabul görse de, endokrin sistemimizi bozan kimyasallar bu geleneksel yaklaşım ile çelişen özelliklere sahip. Uluslararası Organik Tarım Hareketi Federasyonu5 (IFOAM) da birçok kimyasalın endokrin sistemi bozucu, dolayısıyla çok düşük dozlarda bile çok zehirli olduğunu gösteren araştırmaları işaret ediyor. Ayrıca bu testler tek bir kimyasala maruz kalınması durumunda yapılıyor ve kokteyl etki6 olarak bilinen birleşik etki hesaba katılmıyor.

Geçici bir verimlilik sağlayıp sözde açlığa çare olarak sunulan tarım zehirleri; değil çare olmayı, açlık sorununu daha da derinleştiriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2020 yılında yayınladığı rapor7, 2014’ten beri açlık ve yetersiz beslenmenin tekrar tırmanışa geçtiğine dikkat çekiyor. Tarımda kullanılan zehirler, sadece mücadelesi yapılan canlıları değil, tüm ekosistemi zehirliyor; toprağın fakirleşmesine, suların kirlenmesine, yararlı organizmaların yok olmasına, kısacası topyekûn bir çöküşe neden oluyor.

Pestisitler, parklarda, sokaklar ve okullarda da kullanılıyor

Tarım zehirlerinin kullanımı tarımsal alanlarla sınırlı değil. Parklar, okullar, siteler, yol kenarları, piknik alanları ve ticari alanlar dahil pek çok yerde tarım zehirleri ve aynı aktif maddelere sahip (Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan) biyosidal ürünler kullanılıyor. 2018 yılında, İtalya’da, Güney Tirol’deki 19 çocuk oyun alanından, dört okul bahçesinden ve bir pazar yerinden alınan 96 çim örneği pestisitlerin yaşam alanlarına nasıl yayıldığını gözler önüne seriyor8 . Güney Tirol Eyaleti Sağlık Hizmetleri tarafından analiz edilen örneklere bakıldığında, düşük miktarlarda olsa da tespit edilen 32 pestisit etken maddesinin %76’sında endokrin sistemi bozucu kimyasallar bulunduğu belirtiliyor.

Tarımda kullanılan pestisitlerden uzak durmanın yollarından biri organik gıdalar tüketmek olsa da başka alternatifler de var: Zehirsiz üretim yapan çiftçilerden satın alarak, bu çiftçilerin listelerinden alışveriş yapan gıda topluluklarına katılarak ve ürünlerine alım garantisi vererek zehirsiz üretimin yaygınlaşmasını sağlayabilirsiniz.

Evinizde dikkat etmeniz gereken kimyasallar

PAN’ın yayımladığı rehberde, pestisitlerin yanı sıra günlük hayatımızda yeri olan birçok ürünün endokrin sistemi bozucu kimyasallar içerdiği belirtiliyor. Bu konuda çok az sayıda üretici firma hassasiyet gösteriyor. Çoğu firma ise bu tehlikeli kimyasallara gereken önemi vermiyor. Dolayısıyla, bu tehlikeli kimyasallardan korunmak için önce bilgilenmemiz gerekiyor.

  • Beyazlatıcı iddiası olan birçok diş macunu, triclosan ve propylparaben adlı hormon bozucular içerir. Bu diş macunlarından uzak durmaya çalışın.
  • Kozmetik merhemler ve kremler, propylparaben ve butylparaben adlı hormon bozucular içerir. Dikkat edin.
  • Çocuk paltolarında, PFOA adı verilen hormon bozucu bulunabilir ve bunu öğrenmesi zordur. Satın aldığınız dükkâna sorun.
  • Kulaklıklar phthalate (fitalat) adlı hormon bozucu içerebilir. Üretici firmaya danışın.
  • Su şişelerinde bisphenol A ve phthalate aldı hormon bozucular bulunabilir. Bu plastik ürünlerden kaçınmak gerekir. Ayrıca, teneke içecek kutularında da bisphenol A olabilir.
  • Sakızlar, hormon bozucu etkileri olabilen katkı maddeleri içerebilir; tıpkı al-götür türü gıda ambalajlarında olduğu gibi.
  • Oyuncak ayılar, nonylphenol ethoxylate adlı hormon bozucu içerebilir.
  • Paraben içeren ıslak mendiller, anti-aging yüz kremleri ve benzeri birçok ürün daha bu listeye girebilir.

Tüm bu ürünlerin içeriklerini ve tehlikelerini dükkân sorumlularına sorarak ya da üretici firmayla iletişime girerek öğrenebilirsiniz. En güvenli yollardan biri de evimize aldığımız eşyaların üreticilerini tanımak ve hangi malzemelerle, kimler tarafından, hangi yöntemlerle üretildiğinin farkında olmak.

Zehirsiz Kampanya’ya katılın

İnsana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için Buğday Derneği öncülüğünde bir araya gelen 100’ü aşkın kurum ve inisiyatifin oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı’nın, 23 Kasım 2019’da başlattığı Zehirsiz Kampanya’ya bugüne kadar yaklaşık 160 bin kişi imza vererek katıldı. Bu katılım sayesinde 25 pestisit etken maddesinin yasaklanması, 7 etken maddenin de kullanımına kısıtlama getirilmesi sağlandı. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü’nün “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlediği 13 etken maddeden 9’u hâlâ yasaklanmadı.

Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı, bu 9 etken madde ile birlikte tahıl, baklagil çeşitleri, patates, soğan, şeker pancarı ile çok sayıda meyve ve sebzenin içinde soframıza gelen; özellikle bebeklerin ve çocukların hormon sistemine zarar veren tarım zehirlerinin de ivedilikle yasaklanmasını talep ediyor.

  • Endokrin sistemi bozucu kimyasalların (EBK’lerin) listesi’ne buradan ulaşabilirsiniz.
  • EBK’lerin neden olduğu hastalıklar ve etkilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar:

1 PAN Europe Consumer guide 2021.pdf (pan-europe.info)

2 U.S. Environmental Protection Agency | US EPA

3 Gıda-hakkı-Özel-Sözcüsü-Olivier-de-Schutter’in-raporu.docx.pdf (zehirsizsofralar.org)

4 Health and Environment Alliance (env-health.org)

5 IFOAM – Organics International | Home

6 Kokteyl Etkisi (zehirsizsofralar.org)

7 THE STATE OF FOOD SECURITY AND NUTRITION IN THE WORLD 2020 (fao.org)

8 Year-round pesticide contamination of public sites near intensively managed agricultural areas in South Tyrol | Environmental Sciences Europe | Full Text (springeropen.com)

Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda Projesi

GEDİZ İÇİN ÇİĞLİ’DE GÜÇ BİRLİĞİ

 

GEDİZ DELTASI

 DİTİJAL ANALİZ İSTASYONLARIYLA

TEKNOLOJİK KORUMAYA KAVUŞUYOR

Çiğli Belediyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Ekolojik Denge Derneği ve Vodafone Business ‘’ Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda’’ projesi için bir araya geldi. Gediz Nehri’nin iki farklı koluna kurulacak sensörler ve uydu takip sistemleriyle elde edilecek anlık veriler, bilimsel çalışmaların yapılmasına ışık tutacak. Proje sayesinde bölgede tarım yapan çiftçilerin, su ve topraktaki değişiklikler konusunda erken uyarı sistemi sayesinde bilgilendirilmesi ve önlem alınması hedefleniyor.

 

Çiğli’de Gediz Deltası’nın Geleceği için Çalışmalara Başlandı

Çiğli Belediyesi ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Ekolojik Denge Derneği arasında bir yıldır hazırlığı yapılan ve geçtiğimiz ay imzalanan “Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda” projesi kapsamında imzalanan iş birliği protokolü hayata geçiriliyor.

İzmir Ekolojik Denge Derneği’nin AB Su Çerçeve Direktifinden yola çıkarak hazırladığı inovatif proje Çiğli Belediyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin katkılarıyla Gediz Nehrinin Çiğli sınırları içerisinde kalan iki farklı kolu üzerinde hayata geçirilecek. Bir yıl süreyle uygulanacak olan projenin yürütme görevini İzmir Ekolojik Denge Derneği, lojistik desteğini Çiğli Belediyesi, bilimsel analizlerin yapılmasını ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi üstlenecek. Vodafone Business, dijital tarım istasyonlarıyla projeye teknolojik destek verecek.

 

VODAFONE BUSINESS’tan Teknoloji Desteği

Vodafone Business’ın teknoloji destekçisi olarak yer aldığı projede, Gediz nehrinin kolları üzerine kurulacak olan dijital tarım istasyonlarındaki sensör ve uydu takip sistemleri ile anlık su analizi verilerinin dijital olarak toplanması sağlanacak. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, “İzmir Ekolojik Denge Derneği, Çiğli Belediyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi iş birliğiyle başlatılan Yaşasın Gediz projesinde, 2 farklı noktadaki su kirlilik durumunu takip etmek için Vodafone Business olarak bölgeye dijital tarım istasyonları kuruyoruz. Bu sayede alanda çalışan paydaşların sağlıklı ve anlık veriye erişerek müdahale alanları belirlemelerine ve bu verileri bilimsel çalışmalarında kullanabilmelerine imkan sunuyoruz. İzmir Ekoloji Denge Derneği’nin proje yürütme öncülüğünü üstlendiği bu projede, pilot bölgede oluşacak çıktılar ve diğer proje ortaklarının katkıları ile AB Horizon projesine başvurularak Gediz Nehri’ni besleyen 16 kolun ve 17 bin 500 kilometrekarelik alan ile buradan tarımsal sulama kullanan çiftçilerin daha sürdürülebilir bir yaşamda nehir ve çevre ekosistemini koruması adına bilinçlenmesi için teknolojik olarak Vodafone Business Dijital Tarım İstasyonları ile buluşması sağlanıyor. Ayrıca programa dahil olacak üniversiteler ile ilgili bölümlerin öğrencilerine, Gediz Deltası ve Gediz Nehir Yatağındaki Ekolojik Dengenin takibi için Vodafone Business Dijital Tarım Sisteminden gelecek verileri nasıl okuyacakları ve yorumlayacakları yönünden dijital okuryazarlık eğitimleri verilmesi hedefleniyor” açıklamalarında bulundu.

 

Dijital Tarım İstasyonu ile anlık olarak veri analizi yapılacak

Dijital Tarım İstasyonları Gediz Nehri’nin Çiğli Belediyesi bölgesinden geçen nehir yatağı içerisinde 2 noktada su kirlilik durumunun takip edilmesi için kurulacak. Gediz Nehri’nden akan su ile tarımsal sulama yapan bölgedeki çiftçilerin tarımsal riskleri önceden bilmesi için Vodafone Business Dijital Tarım İstasyonları proje ortaklarına ve bölgedeki çiftçilere tarımsal erken uyarı raporları ile destek veriyor olacak.

Dijital Tarım İstasyonları ile toplanacak olan su analiz verileri laboratuvarda yapılacak analizlerle karşılaştırılacak. Dijital Tarım İstasyonlarının bulunduğu lokasyondan belirli periyotlarda alınacak olan manuel su numunelerinin analizleri İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde; Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan ve Dr. Onur Karadal tarafından analiz edilecek ve raporlanacak. Projenin ileri aşamalarında, toprak analizi ile iyi tarım uygulamaları için alt yapı oluşturulacak.  Bölgede belirlenen araziler de ilaçsız tarım doğal gübre uygulamaları sayesinde bölgede tarımsal kirlenmenin önüne geçilecek.

 

Saha çalışmaları başladı

Gediz Havzasının geleceği için hayati öneme sahip olan bu projeyi hayata geçirmenin heyecanını yaşayan proje ekibi, Dijital Tarım İstasyonlarının kurulacağı konumları belirlemek için sahaya indi. Sasalı, Kaklıç ve Kuş Cenneti’nde alternatif konumlar belirlendi.

 

Sasalı ve Kaklıç’a Müjde

Dijital Tarım İstasyonları ile birlikte Sasalı ve Kaklıç Bölgelerine tarım istasyonları da kurulacak. Dijital Tarım İstasyonları ile toprak, iklim ve bitki analizleri anlık yapılabilecek. Zararlı kamerası ile bitkilerde oluşabilecek hastalıklar erken tespit edilebilecek. Su ve toprak kirlenmesi eş zamanlı dijital ortamda takip edilebilecek. Sistemlerden alınacak veriler ile bölgede daha verimli tarım yapılmasına imkan sağlanacak.

İzmir Ekolojik Denge Derneği Başkanı Tolga Çalışkanelli “Gediz’in döküldüğü yerden başlıyoruz ve inanıyoruz ki projemiz Murat Dağı’na kadar uzanacak” dedi. Dernek olarak yaklaşık bir buçuk yıl önce  Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda yolculuğuna başladıklarını ifade eden Çalışkanelli, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye projeye verdikleri destek için teşekkür etti.

 

İnsanlığa Yararlı İşler Yapmayı İlke Edinmiş Bir Kurumuz

İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Saffet Köse projeyle ilgili,  “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak biz, içinde bulunduğumuz şehre, bölgeye, ülkemize ve insanlığa yararlı işler yapmayı ilke edinmiş bir kurumuz. Bu anlayışla hayata geçirilecek her projenin içinde olmaktan, katkı vermekten ve elimizi taşın altına koymaktan her zaman mutluluk duyarız.  “Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda” projesi de Çiğli Belediyesi ve İzmir Ekolojik Denge Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz teknolojinin kullanımı yoluyla Dijital Tarım İstasyonları yardımıyla suyun analiz edilmesi anlayışına dayanıyor.  Vodafone Business’in teknoloji destekçisi olduğu bu proje, Gediz deltasında toprak, iklim ve bitki analizlerini anında yapabilecek. Bu yolla Gediz’in temiz gıda üretiminin merkezi haline geleceğini ümit ediyorum. Dünyanın geleceğini ciddi şekilde tehdit eden temiz su ve gıda alanına paydaşlarımızla birlikte katkı vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Ben bu işbirliğinde bizimle aynı kaygıları taşıyan ve bu önemli projeye destek veren Çiğli Belediyesine, İzmir Ekolojik Denge Derneğine ve Vodafone Business’a en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Projeye emek veren  herkesi kutluyor, hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.

 

Başkan Gümrükçü: “2 milyon yıllık mirasımızı hep birlikte koruyacağız”

Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası listesine alınması adına büyük bir özveriyle çalıştıklarını ifade eden Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, “Gediz Deltası 40 bin hektarlık alanıyla Doğu Akdeniz’in en büyük deltalarından biridir. Delta; tatlı su, acı su, kara ve kıyı alanlarının hepsinin bir arada yer aldığı eşine az rastlanır iki milyon yılda oluşmuş bir ekosistemler bütünüdür. Tatlısu gölleri, lagünler, tuzlu çayırlıklar, çamur düzlükleri ve sazlıklar gibi birçok doğal yaşam ortamının bir arada bulunduğu Gediz Deltası; Flamingolar başta olmak üzere üç yüze yakın kuş, balık  ve bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve Önemli Doğa Alanı (ÖDA) statülerine de sahip olan deltanın tüm zenginliklerini korumak adına çalışmalarımızı başlattık. İki milyon yıllık mirasımızı hep birlikte koruyacağız.

 

El Birliği ile Vatanımızın Havasına, Suyuna, Taşına, Toprağına Sahip Çıkacağız

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Ekolojik Denge Derneği ile aylardır süren planlamalarımızı bitirdik ve sahaya iniyoruz. Bilimsel ve uzun soluklu çalışmalar sürdüreceğiz. Gediz’i sınırlarımız içerisinde kim ne kadar kirletiyor?

Kirlilik nerede yoğunlaşıyor? Sorularının cevabını bulacağız. Gediz Kirliyken Çiğli Temiz olamaz. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, soframızdaki yiyecek temiz olamaz. Herkes biliyor ki Gediz kirli. Sorunun kaynaklarını bulursak çözmemiz kolay olur. Çalışmalarımız kapsamında Sasalı ve Kaklıç bölgesinde yapılan tarımsal faaliyetlerin kalitesini de artıracağız. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için Gediz Deltası ve diğer doğa değerlerimizi korumak için gerçekleştirilecek her türlü çalışmaya katkı vermeye devam edeceğiz. Toplayacağımız veriler hızlı bir şekilde kullanılabilecek. El birliği ile vatanımızın havasına, suyuna, taşına, toprağına sahip çıkacağız” dedi.

 

 

 

 

 

 

Öğrenciler İçin Avustralya’da Çalışma Rehberi

İnovasyon ve yaratıcılık denilince ilk akla gelen ülkelerden biri olan Avustralya’da okumak ve yaşamak ister misiniz? Dünyanın en refah ülkelerinden biri olan ülkedeki üniversiteler, seçim yapabileceğiniz çok çeşitli mesleki kurslar ve derece programlarına sahiptir. Peki, Avustralya’da okurken çalışmak ya da mezuniyetten sonra bir iş bulup ülkede kalmak mümkün mü? Sizin için harika bir çalışma rehberi hazırladık.

Avustralya’da eğitim fırsatları hakkında merak ettiklerinizi uzmanlarımıza sormak ister misiniz? Hemen form doldurun, ücretsiz destek fırsatını kaçırmayın.

 

Avustralya’da okurken çalışmak mümkün mü?

Avustralya’da eğitim alırken çalışmak ve ek gelir elde etmek isterseniz, hükümet öğrencilere bir dizi çalışma seçeneği ve imkan sunar. Buna göre uluslararası öğrenciler, iki haftada bir 40 saate kadar ve tatillerde ise sınırsız saat çalışabilir.

 

Öğrenciyken çalışarak ne kadar kazanabilirsiniz?

Avustralya’da okumak için ülkeye gelen öğrencilere çalışmak istediklerinde hükümet, asgari ücret öder. Yani saatlik 18,23 AUD ya da haftada 719,20 AUD bir kazanç sağlarsınız. Aynı zamanda Avustralya’da çalışmak için öğrenciler işe başlamadan önce TFN adı verilen vergi dosya numarası almalı ve okurken çalışırken ne kadar kazandığınıza bağlı olarak vergi ödemeniz gerekir.

 

Öğrenciyken çalışmak için hangi kriterler gerekli?

  • Subclass 500 öğrenci vizesi ile çalışma vizesi
  • Tam zamanlı bir programa kabul almış olmak
  • Eğitim masraflarını karşılamak için ek gelire ihtiyacı olmak

 

Sitemize üye olarak Avustralya’nın en iyi okulları, yurt dışı eğitim haberleri, faydalı içerikler ve ücretsiz broşürlerden faydalanabileceğinizi biliyor musunuz? Hemen kayıt olun, yurt dışı eğitim fırsatlarını kaçırmayın.

 

Subclass 500 Öğrenci Vizesi nedir?

Subclass 500, Avustralya öğrenci vizesi türüdür. Yurt dışından gelen öğrencilerin, başvurdukları eğitim programlarına kabul aldıktan sonra okurken kalmalarına izin veren Avustralya öğrenci vizesi için uygunluk kriterleri şu şekildedir;

 

  • Tam zamanlı bir eğitim programına kayıt olmak
  • En az 6 veya daha fazla yaş sahibi olmak
  • 18 yaşından küçük olanlar için mali kanıt

 

Ayrıca öğrenci vizesi almak için 12 ay boyunca Avustralya’da yaşam, seyahat ve eğitim masraflarını karşılayacak yeterli mali kanıtı sunabilmeniz gerekmektedir.

 

485 Post-Study Work Stream Visa nedir?

Avustralya hükümeti tarafından sunulan eğitim sonrası çalışma vizesi, uluslararası öğrencilerin eğitimlerini tamamladıktan sonra Avustralya’da 4 yıla kadar yaşamasına ve çalışmasına izin verir. Bu vizeye hak kazanmak için gerekli kriterler şu şekildedir;

 

  • 50 yaşından küçük olmak
  • Subclass 500 öğrenci vizesi
  • Eğitim aldığınız programda akademik yeterliliğe sahip olmak
  • İngilizce yeterlilik ve diğer sertifikaları sunmak

Avustralya’da eğitim alabileceğiniz üniversiteleri öğrenmek, bölüm seçimi yapmak ve giriş fırsatlarından haberdar olmak için üniversite broşürlerini ücretsiz indirin.

 

Avustralya’da öğrenciler için ortalama maaşlar ne kadar?

Avustralya’da çalışmak için tam zamanlı bir programdan mezun olduysanız, 485 Post-Study Work Stream çalışma vizesi ile kolayca iş başvurusunda bulunabilir ve çalışabilirsiniz. Peki, mezunlar için ortalama yıllık maaşlar ne kadar?

 

  • Sağlık ve Tıp: 60.000 – 300.000 AUD
  • Hukuk: 60.000 – 120.000 AUD
  • Muhasebe: 70.000 – 85.000 AUD
  • Pazarlama ve İletişim: 60.000 – 80.000 AUD

 

Kaynak: Hotcourses Turkey

PODEP Podcast Kütüphanesi

Projemiz kapsamında “toplumsal cinsiyet içerikli podcast nasıl yapılır?” eğitimleri vermekteyiz. Bu eğitimler, toplumsal cinsiyete duyarlı podcast içerik üretimine dair önemli bilgiler vermenin yanı sıra, podcast üretmek için pahalı teknolojik araçlara ihtiyaç olmadığını gösteriyor. Ses kaydı alabilecek herhangi bir cihazla alınan kaydın, ücretsiz yazılımlarla nasıl podcaste çevrilebileceğini hep beraber deneyimliyoruz.

Eğitimlere katılan kişilerin kendi podcast serilerine başlamalarını teşvik etmek amacıyla, bir podcast kütüphanesi kurduk. Katılımcıların eğitimlerde öğrendiklerini – içerik kısıtlaması olmadan – özgürce hayata geçirebilecekleri bu kütüphane, konu ile ilgilenen herkesin erişimine açık. Podcast kütüphanesine websitemizden ya da sosyal medya hesabımızdan erişebilirsiniz. Kütüphanemiz 11 podcast serisine ve 44 bölüme ev sahipliği yapmakta!

Siz de toplumsal cinsiyet içerikli podcast yapmayı öğrenip, PODEP Podcast Kütüphanesi’ne dahil olmak isterseniz, 28-29 Ağustos tarihlerinde yapacağımız 4. eğitimimize katılabilirsiniz. Bu linke tıklayarak, başvurunuzu gönderebilirsiniz.

İklim Kriziyle Mücadeleye Var Mısın?: İklim Dostu Yaşam Rehberi

İklim şu anda değişmeye devam ediyor ve her birimizin bu krize karşı mücadelede yapabileceği çok şey var. Tercihlerimizle çözümün bir parçası olmak bizim elimizde, yol haritanız ise Yuvam Dünya Derneği tarafından hazırlanan İklim Dostu Yaşam Rehberi.

Etkiniz AB Programı’ndan Destek: İklim Krizi ve Çevreye Verilen Zararın İnsan Hakları Üzerine Etkisi

Etkiniz AB Programı, iklim krizi ve çevreye verilen zararın insan hakları üzerine etkisi ile ilgili BM Çevre ve İnsan Hakları Özel Raportörüne ve BM Zehirli Atıklar ve İnsan Hakları Özel Raportörüne acil eylem başvuruları yapmak isteyen STÖ’lere destek veriyor.

Detaylı bilgi için tıklayın